| Yemek yiyeceğim zaman oraya giderken kemerleri sıktıklarında nasıl hissedeceğim? | Open Subtitles | متى سآكل أين أسير ماذا سيكون شعوري عندما تقيدني الأحزمة |
| Bu akşam fıstık ezmesi ve jöle yiyeceğim. Artık FE ve J'ye paydos. | Open Subtitles | ،الليلة ، سآكل زبدة الفول مع المربى لن آكل الطعام السريع بعد الآن |
| Bundan böyle her gece Hilton'da yiyeceğim, biftek, patates kızartması ve ketçap. | Open Subtitles | سآكل في الهيلتون كل ليلة الستيك وبطاطا مقلية وصلصة |
| Sonra yerim. İlaçlarımı aldıktan sonra. - O zaman iştahım açılır. | Open Subtitles | سآكل شيئاً بعد فترة بعدما أخذ دوائى ستتحسن شهيتى |
| Daniel, böyle giyinmiş bir antropolog bulursan, kafamdaki süsü yerim. | Open Subtitles | دانيال جد لي عالم انسانيات يلبس مثل هذا وانا أعدك انني سآكل غطاء الوجه |
| Ben yanaşıyorum ve yiyorum, son yemeğim olsa da zararı yok çünkü en güzeli geçmişte kaldı. | Open Subtitles | سآكل و لو كان هذا عشائي الأخير بما أنني أشعر أن الأفضل ولى |
| Olsak iyi olur yoksa gelip yemeğini senin yerine yiyeceğim. | Open Subtitles | ، من الأفضل أن نكون كذلك أو سآكل غدائك بالنيـابة عنك |
| Altı ay daha, günde üç öğün milyonlarca inek yiyeceğim. | Open Subtitles | ستة أشهر ، وثلاث وجبات باليوم ؟ سآكل مثل ، كما تعلم كما تفعل ملايين البقر |
| Altı ay daha, günde üç öğün milyonlarca inek yiyeceğim. | Open Subtitles | ستة أشهر، وثلاث وجبات باليوم ؟ سآكل مثل، كما تعلم كما تفعل ملايين البقر |
| Geri kalan rüküş kızlarla çöpün yanında ekmeği... ben yiyeceğim. | Open Subtitles | أنا الذى سآكل الخبز بصناديق النفايات مع بقيّة الحثالة |
| Kimsenin daha önce yemediği kadar nikel yiyeceğim. | Open Subtitles | سآكل المزيد من النيكل ما لم يأكله أحد من قبل |
| Sadece bacaklarını yiyeceğim, böylece efendin dövüşe katılamayacak. | Open Subtitles | سآكل سيقانك فقط. و بهذه الطريقة، لن يقدر سيدك على المشاركة في البطولة |
| Bu ormandan kurtulur kurtulmaz öyle bir yiyeceğim ki, duba gibi olacağım. | Open Subtitles | حينما نخرج من هذه الغابة، سآكل الكعك فقط وسأضخم كالمنزل. |
| Söz. Yapacağım. Ve ne isterseniz onu yiyeceğim. | Open Subtitles | سأحرص، أعدكما، و سآكل كل ما ترغبان به يا رفاق |
| "Yarın diete başIıyorum "o zaman bu gece istediğim kadar çikolata yiyeceğim. | Open Subtitles | سأبدأ حميتي غداً لذلك سآكل من الشيكولاته ما أريد الليله |
| Gidip biraz Pekin Ördeği yerim belki. | Open Subtitles | يبدو أنني سآكل طبق بطة بكين بما تبقى لدي من النقود. |
| Eğer benimle uğraşmaya kalkarsan, kalbini çatala saplar yerim. | Open Subtitles | حسنا، داني. إن كنت تتلاعب بي سآكل قلبك قطعة قطعة. |
| Belki daha sonra yerim. Biraz okuma yapmam gerek. | Open Subtitles | سآكل فيما بعد، لأنني أريد أن أكتب بعض الأشياء |
| Sadece derisini yiyorum, bu yüzden tavuk kapanın elinde kalır. | Open Subtitles | سآكل الجلد فالدجاج يمكنكم اكله |
| Harika, zaten ağaç kabuğu yiyecektim. | Open Subtitles | ـ رائع، لقد كنت سآكل لحاء الخشب على أية حال ـ كلا، لم تكن ستأكل ذلك |
| Nerede kalıp, ne yiyeceğimi seçmek için hiç fırsatım olmadı. | Open Subtitles | لم يكون هناك وقت لأختيار ماذا سآكل أو أين سأبقى |
| Kan şekerim düştü. Elmamı yiyip hemen sana dönüyorum. | Open Subtitles | .مستوى سكر دمي منخفض سآكل تفاحة وأعود إليكي |
| Yeterince acıkırsam bir köpeği kesinlikle yerdim. | Open Subtitles | لو كنت جائعاً جداً سآكل كلباً بالتأكيد |
| Atlar için de pişiririm.Beraber yediririz. | Open Subtitles | سأقوم بطهي البيض و إذا لم تأتي سآكل مع الخيول |
| Şu anda taze değil, kuru meyve yemek istiyorum. | Open Subtitles | الآن لن آكل الفاكهة سآكل الثمار الجافّة فقط |