| Seni gerçekten özleyeceğim. Salon hiç bu kadar temiz olmamıştı. | Open Subtitles | سأشتاق إليك، وهذا المكان لم يكن بهذه النظافة من قبل |
| Müzik ve spor zevklerimizin pek uyuştuğunu söyleyemeyeceğim ama hepinizi özleyeceğim çocuklar. | Open Subtitles | أعرف أننا لم نتفق ،حول الموسيقى والرياضة لكن سأشتاق إليكما هيا، مصافحة |
| New York'u terk edersem, sizi özleyeceğim. | Open Subtitles | كما تعلمين , سأشتاق إليكِ عندما اغادر نيو يورك |
| Vedalaşmak istemiyorum, çok özleyeceğim. | Open Subtitles | أنا لا أريد أن أقول لك وداعا ولكنني سأشتاق لك كثيرا |
| Olması gereken bu. Ve inan bana, burayı özleyeceğim. | Open Subtitles | هكذا تجري الأمور ولكن صدقني سأشتاق جداّ لوطني |
| Aslında, ben bile süper cadı olmak özleyeceğim sanmıyorum. | Open Subtitles | في الحقيقة ، لا أعتقد أنني سأشتاق لأن أكون ساحرة خارقة |
| Ben de, Sam, seni gerçekten özleyeceğim, umarım bunu biliyorsundur. | Open Subtitles | و انا ايضاً ، انا سأشتاق إليكِ كثيراً يا سام آمل انكِ تعرفين هذا |
| İnanmayabilirsin, ama seni özleyeceğim. | Open Subtitles | . حسناً , ربما لن تصدقى ذلك , ولكنى سأشتاق إليكى |
| Aslı daha inanıImaz olanı, ben seni özleyeceğim. | Open Subtitles | . الذى غير قابل للتصديق أنى سأشتاق إليكى |
| artık çocuk değiliz sizi gerçekten özleyeceğim çocuklar hassiktir | Open Subtitles | لم نعد صغاراً بعد الآن حقيقتاً سأشتاق اليكم , يا شباب مالذي يجري؟ |
| Hem,itiraf etmeliyim, kıçının çukurundan mısır gevreği yemeyi özleyeceğim. | Open Subtitles | على الرغم منذ ذلك يجب علي الاعتراف أنني سأشتاق لتناول حبوب الإفطار من الدمامل على مؤخرتك |
| Ayak parmaklarımın arasında kum olduğunu hissetmeyi özleyeceğim. | Open Subtitles | سأشتاق إلى الشعور بالرمل بين أصابع قدميّ |
| İyiyim anne. Eğlenceli olacak. Ama seni özleyeceğim. | Open Subtitles | أنا بخير يا أمي، سيكون الأمر ممتعاً لكني سأشتاق لك |
| Özür dilerim. Salak gibi davrandım. Seni gerçekten özleyeceğim. | Open Subtitles | آسف، لقد كنت أحمقاً لكني سأشتاق إليك حقاً |
| İşin aslı, burayı özleyeceğim. | Open Subtitles | الحقيقة أني سأشتاق لهذا المكان وكله كان خطائي |
| Ama yine de küçük aşk yuvamızı özleyeceğim. | Open Subtitles | على الرغم من أنني سأشتاق الى عش حبنا الصغير |
| Sanırım en fazla havalı olmayı özleyeceğim. | Open Subtitles | أعتقد أنّ اكثر ما سأشتاق إليه هو تحسين الصور ببرامج التصميم |
| Hoşça kalın, benim güzel sevgili arkadaşlarım. Her zaman yanımda oldunuz. Sizi özleyeceğim. | Open Subtitles | وداعاً يا أعزائي وأحبائي لطالما كنتم بجانبي ، سأشتاق إليكم |
| bu çok ibnece gelecek ama, sizi gerçekten özleyeceğim. | Open Subtitles | أعلم أن هذا سيبدو شاذاً لكن أنا حقاً سأشتاق إليك |
| Kalırsam, seni özlerim, sen suçluluk duyarsın. Daha iyi. | Open Subtitles | ولكن إذا بقيت هنا ، سأشتاق لك ، وأنت ستشعرين أنك مذنبة , أحب ذلك بشكل أفضل |
| Hastalarıma, her zaman, onları özleyeceğimi söylerim. Ama bu sefer, bunda ciddiyim. | Open Subtitles | دائماً أخبر مرضاي أني سأشتاق لهم لكن هذه المرة, أعني هذا حقاً |
| Seni özleyeceğiz, Ağrısız. | Open Subtitles | سأشتاق اليك يا لامؤلم. |
| Niye bilmiyorum ama sizi özliycem | Open Subtitles | لا ادري لماذا يا رفاق , لكنني سأشتاق اليكم |
| Bu kadar çok ödevim olmasa, herhalde daha çok özlerdim. | Open Subtitles | انا على الأرجح سأشتاق له أكثر لو لم يكن لديَّ عمل كثير. |
| Sana ucubeymissin gibi bakmalarini özleyecegim. | Open Subtitles | حسنا سأشتاق لإخافتك للناس هكذا |
| Ama onu özleyecektim. | Open Subtitles | لكني سأشتاق لها |