| soran olursa kaçtığımı söyle. Sonra hallederim. | Open Subtitles | و لو سأل أحدهم عني قل أنني متغيب بدون إذن |
| Eğer soran olursa insani yardım çalışanısın. | Open Subtitles | وإذا سأل أحدهم فأنتِ تعملين في تهريب المهاجرين |
| Biz bir şey yapmadık. soran olursa, gemi zaten saldırıya uğramıştı. | Open Subtitles | في حال سأل أحدهم فإننا لم نفعل شيئاً، اتفقنا؟ |
| Eğer biri sorarsa, bunlar benim fikrim değildi. | Open Subtitles | وإذا سأل أحدهم لا شيء من هذا كان فكرتي. |
| Eğer soran olursa, bu yüzden iptal ettik. | Open Subtitles | اذا سأل أحدهم .. لهذا ألغيناه |
| Peki, soran olursa Portekiz deriz. | Open Subtitles | حسنا, إذا سأل أحدهم البرتغال |
| Sana da. soran olursa Nate'leyim, tamam mı? | Open Subtitles | (وإذا سأل أحدهم أخبريهم باني مع (نيت |
| Bu arada, soran olursa, Rita değişim programı öğrencisi. | Open Subtitles | بالمُناسبة , إنْ سأل أحدهم ... فإن (ريتا) طالبة بالتبادُل |