| Bir dahaki sefere meme uçlarımı morarttığında selamınızı iletirim. | Open Subtitles | سأوصل تحياتك له في المرة القدامه حينما يجعل حلماتي وردية |
| Mesajınızı ileteceğim, fakat gösterişli sosyalleşmeler havasında olacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | حسناً، سأوصل له الرسالة لكن لا أعتقد أن لديه مزاجاً لأي علاقات أجتماعيّة |
| Pazartesi sabahı havaalanına gideceğim ama gitmeden önce oğlumu okula bırakacağım. | Open Subtitles | الآن، أنا متجه للمطار صباح الاثنين ولكن قبل وصولي سأوصل ابني للمدرسة |
| - Tanrı'nın sözlerini vatanıma götüreceğim. | Open Subtitles | واعلَم أنه سيتبقى واحدة على الأقل. سأوصل كلمة الله لموطني. |
| Haber yayılmadan ben hepsini kuzeye götürürüm. | Open Subtitles | سأوصل القطيع إلى الشمال قبل أنتشار الخبر |
| Telefon rolü yapmaktansa direkt mesajı ileteyim. | Open Subtitles | لذا, بدلاً من رفع ,سماعة التلفون الآن سأوصل الرسالة فحسب |
| Şuan da konuşamaz ama mesajını iletirim. | Open Subtitles | لا يمكنها الحديث الآن لكنى سأوصل رسالتك |
| - Kaleye hoşgeldin. Mesajı ben iletirim. | Open Subtitles | أرحب بك في القلعة سأوصل له الرسالة |
| -Kendisine iletirim. | Open Subtitles | سأوصل له تحياتك |
| Hiç fikrim yok ama mesajını ileteceğim. | Open Subtitles | ليس لدي أدنى فكرة، ولكنني سأوصل له الرسالة |
| Kendisine iyi dileklerinizi ve yeni yıl kutlamanızı ileteceğim. | Open Subtitles | سأوصل أليه أمنياتك الطيبة -وعيد ميلاد سعيد |
| Babama iyi dileklerini ileteceğim. | Open Subtitles | سأوصل لوالدي تمنياتك له بالشفاء |
| Tabii ki çocukları okula bırakacağım, değil mi çocuklar? | Open Subtitles | بالطبع سأوصل الأطفال للمدرسة، صحيحٌ يا أطفال؟ |
| Babanı hava alanına bırakacağım. Bir saat sonra dönerim. | Open Subtitles | سأعود خلال ساعة سأوصل أبوك إلى المطار |
| Ben sadece, 12.ci kattaki kocam için bir şey bırakacağım. | Open Subtitles | سأوصل فقط شيئا لزوجي بالطابق الثاني عشر |
| Tanrım. Çocuklar, Kaptan Sham'i eve götüreceğim. | Open Subtitles | يا ألهى حسناً يا أولاد سأوصل الكابتن شام للمنزل |
| FBI olsun ya da olmasın ilaçları ona götüreceğim. | Open Subtitles | وسواء بوجود المباحث الفيدرالية أم لا سأوصل الدواء لها |
| Sen burada bekle. Ben kavanozu içeri götürürüm. | Open Subtitles | . أنت أنتظر هنا ، و أنا سأوصل الجرة إليه |
| Ben size bizzat bir mesaj ileteyim. | Open Subtitles | أنا سأوصل رسالةً إليك شخصيّاً. |
| Piku'yu bırakıp eve geleceğim. | Open Subtitles | . سأوصل بيكون وأرجع إلى المنزل |
| Hanna'yı her gün okuluna götürüyorum ve cumartesi gecesi seni yemeğe götürüyorum. | Open Subtitles | سأوصل هانا الى المدرسة كل يوم وسأراك للعشاء في ليلة السبت |
| Biz size yalnızca size, saat 3'de havaalanına bir şeyler bırakacağımı söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرناك وحدكِ أنني سأوصل شيئًا ما إلى المطار عند الثالثة |
| Üç rodu birbirine bağlayacağım. | Open Subtitles | سأوصل الثلاثة أعمدة سويا. ماذا؟ |
| Özgürlüğüme kavuştuğumda bu mektupları bir şekilde sana ulaştıracağım. | Open Subtitles | وحالما أتحرر، سأوصل تلك الرسائل لك بطريقة ما |