| Eğer evin içinde bir cadı varsa, binbaşı ben onu bulurum. | Open Subtitles | حسنا ، لو كانت هناك ساحرة في داخل البيت متأكد أني سأجدها | 
| Kalp krizi geçiriyorum çünkü mutfakta bir cadı var diye düşündüm. | Open Subtitles | اعتقدت أنني سأصاب بنوبة قلبية لأنه يوجد ساحرة في المطبخ | 
| 9. bölgede benim naibe olmamdan nefret eden bir cadı var. Beni öldürmeye çalıştı. | Open Subtitles | ثمّة ساحرة في المعشر التاسع تمقت كوني الوصيّة وقد حاولت قتلي. | 
| "Ailemizde bir cadı var. | Open Subtitles | لدينا ساحرة في العائلة أليس ذلك رائعاً؟ | 
| Şekerden kulübesi olan bir cadı hakkında. Kulübem odundan yapılma. | Open Subtitles | بشأن ساحرة في كوخ مصنوع من الحلوى | 
| Kasabada bir cadı olduğunu ve... melezleri uzak tuttuğunu iddia ediyorlar. | Open Subtitles | يدّعون أن هناك "ساحرة" في البلدة أبعدت الكائنات المهجّنة | 
| Bana yerel bir cadı yerine Yeni Zelanda cadı vermek. | Open Subtitles | . (أن يعطوني ساحرة محلية بدلاً من ساحرة في (نيو زيلاند | 
| New Orleans'ta, Jane-Anne Deveraux adında bir cadı var sana karşı bir hamle yapmayı planlıyor. Onu ara bul. | Open Subtitles | "ساحرة في (نيو أورلينز) تُدعى (جين-آنّ) تحيك مكيدة ضدّك، فطاردها وأطِح بها" | 
| Bu akşam ormanda bir cadı gördük, ama o cadı Bayan Rose değildi. | Open Subtitles | لقد رأينا ساحرة في الغابة الليلة (لكن ليس السيدة (روز | 
| Senin gibi tatlı bir cadı Kol ile çıkmamalı. | Open Subtitles | ساحرة في جمالك لا يتعيّن أن تواعد (كول). | 
| Ahlaksız ve tam bir cadı. | Open Subtitles | هي ساحرة في الملعب. | 
| Rusya'da bir cadı bulmanın kolay olduğunu sanırlar. | Open Subtitles | ستعتقدين أن إيجاد ساحرة في (روسيا) سيكون سهلا. | 
| Dükkânımda bir cadı var. | Open Subtitles | هناك ساحرة في متجري. |