| Şu tuhaf satır fetişlerinden falansan söyle de ben de biliyim. | Open Subtitles | فقط اخبريني ما إذا كان لديك ساطور غريب أو شي ما |
| Lordum, bunu ispatlayabilirim, gece yarısı tamamen savunmasız bir şekilde papağan uyurken bu maymun satır büyüklüğünde bir bıçakla papağanı öldürmeye teşebbüs etti. | Open Subtitles | سأثبت لك سيدي أنه في منتصف الليل وحينما كان الببغاء نائماً لا يقدر الدفاع عن نفسه جاء هذا القرد ومعه سكين بحجم ساطور |
| Ezik elinin yerine bir satır bağlıyor ve bunu yapanlardan intikam almaya gidiyor. | Open Subtitles | لذا يربط ساطور في مرفقه ويخرج لينتقم من الجميع، |
| Bir gece pala aldım. | Open Subtitles | في احدى الليالي قام الهندوراسيين بتقديم ساطور لي |
| Kaç pala getirmemizi istiyorsun? | Open Subtitles | كم ساطور كنت تريد منا أن نحملها؟ |
| Çöp öğütücü, Balta, dirgen ya da sülfile makasından kaynaklanmıyor... | Open Subtitles | إنها ليست أشواك إلتقاط النفايات ساطور , شوكة رنانة , مقص ملتوي |
| Sadece Palayı çözdük. | Open Subtitles | ساطور وحسب |
| O da masanın üzerindeki satırı alıp, teyzesinin kafasına vuruyor. | Open Subtitles | لذا التقطت ليلى جامبل ساطور اللحم من على المنضدة وهوت به على راس مضيفتها, |
| Programın gerisindeyim. İlginç. Beni palası olan bir adamdan kurtardın. | Open Subtitles | مثيرٌ للإهتمام ، لقد أنقذتني للتو من رجل معه ساطور |
| satır olduğunu herkes biliyor. Bentley de bir yere saklamış olmalı. | Open Subtitles | كلنا نعرف انه كان ساطور لحم, غالبا اخفاه بنتلى فى مكان ما.. |
| Biri bu çocuğu boğazlamış kasatura, belki de mutfak bıçağı, hatta satır... | Open Subtitles | شخص ما خنق هذا الصبيّ سكين بندقية، أو ربما سكين مطبخ، أو ربما ساطور لا أعلم |
| Bir satır, yaklaşık 20 cm. uzunluğunda. | Open Subtitles | ساطور واحد، تقريباً ثمان بوصات في الطول |
| Keskin bir şey tarafından kesilmiş, bir Balta ya da bir satır. | Open Subtitles | قطعت من قبل شئ ما حاد جدا _ بفأس او ساطور |
| Ama kartalın güçlü görme yetisi vardı satır kadar büyük bir gagası ve bir kaplanın pençeleri gibi büyük ve keskin pençeleri. | Open Subtitles | لكن النسر كان لديه بصرٍ حاد... منقار بحجم ساطور جزار ومخالب حادة مسننة في حجم مخالب النمر |
| Adamın kafasında satır vardı oğlum. | Open Subtitles | كان هناك ساطور برأس الرجل ويا رجل |
| Bıçak mıdır, satır mıdır, her ne halt diyorsan indir onu ve kahrolası koltuğuna ve şuuruna geri dön. | Open Subtitles | ولهذا، أنزلي هذه السكين! ساطور اللحم، أو أياً ما تسميه! ... |
| Pompalı, pala, biraz Bactine. | Open Subtitles | عدة أدوات زومبي "بندقية , ساطور , وبعض الـ"باكتين |
| Yalnızca bir pala mı? | Open Subtitles | فقط ساطور واحد؟ |
| - Bir pala daha var mı? | Open Subtitles | هل هناك ساطور أخر |
| Kanlı bir pala var burada. | Open Subtitles | هناك ساطور ملطخ بالدماء. |
| - Palayı kullanma. | Open Subtitles | بدون ساطور |
| Lateks eldivenler, 60 santimlik tamik testeresi kafatası keskisi, endüstriyel et satırı üç düzine dayanıklı çöp torbası, on banyo havlusu on metre streç film ve iki sade kahve. | Open Subtitles | حسناً سأحتاج لقفازات لاتيكس، منشار، إزميل للجمجمة، ساطور الجزار، ٣ دزينات من أكياس القمامة، بعض المناشف الكبيرة، |
| Diğer yarışmacıları satırla öldürdüğüm için. | Open Subtitles | أستخدمت ساطور لأقتل كل الأشخاص |