| Yüzeye geldiğimizde, sırtüstü yüzmek yok. | Open Subtitles | عندما نصل الى السطح، لا سباحة على الظهر؟ |
| Bir kez daha mı yüzmek istiyorsunuz? | Open Subtitles | , ماذا تريدون أن تفعلوا؟ تأخذوا جولة سباحة أخرى؟ |
| Bu yaramaz oğlan mayo getirmemiş. | Open Subtitles | هذا الولدِ الشقيِ لَمْ يَجْلبُ كسوة سباحة. |
| Ayrılmış bir havuz. Köpekbalıkları için, başka bir şey olamaz. | Open Subtitles | . حمام سباحة منعزل لأسماك قرش صغيرة . تحرك قليلاً |
| Hey, bu kanalı en son yüzerek geçtiğimde senin yaşındaydım. | Open Subtitles | وآخر مرة قطعت هذا المجرى سباحة كنت في مثل سنك |
| Daha sonra dişi onu terk eder ama her sabah senkronize bir şekilde yüzmek için geri döner ve böylece aralarındaki bağın daimi olmasını sağlar. | Open Subtitles | تتركه بعدها الأنثى لكنها , تعود كل صباح لتدور معه في سباحة متناسقة وتتأكد من الحفاظ على أواصر ارتباطهم |
| 'Çıplak yüzmek"ten kastın mayosun yüzmekse böyle bir şey hiç olmadı. | Open Subtitles | حسناً، إن كنتِ تقصدين بالسباحة عارياً فهي لم يكن لديها بدلة سباحة مطلقاً إذن لم يحدث هذا مطلقاً |
| Meselelerden arınmak için gece vakti yüzmek gibisi yoktur. | Open Subtitles | لا شيء مثل سباحة منتصف الليل لتزيلي عنك كل المشاكل |
| Sana bir mayo vermekten ziyadesiyle memnun olurdum, fakat, uh, bana atletik bir tip gibi görünmüyorsun. | Open Subtitles | سأكون أكثر من سعيد لو منحتك بدلة سباحة لكنك لا تبدوا لي النوع الرياضي |
| Eğer ona kötü bir şey olursa, iç çamaşırı yerine mayo giymesinin vakti gelmiştir. | Open Subtitles | لو تحوّل لشخص سيء فهو بسبب جعلك إياه يلبس سروال سباحة بدلاً من سروال داخلي |
| Gençliğinde bunun gibi mayo giyer ve yüzerdi. | Open Subtitles | كانت معتادة على ارتداء ملابس سباحة كهذه عندما كانت صغيرة |
| - Şimdi hallederim. - Halletmen lazım, havuz görevlisi sensin. | Open Subtitles | ـ سأسوى أمرها لأجلك ـ هذا عملك كمدير حوض سباحة |
| Bilirsin, manzaralı, güzel bir otel odası, belki bir havuz. | Open Subtitles | ، بعض غرفة الفندق اللطيفة ومنظر جميل، لربّما حمام سباحة. |
| Boş ver vapurdan atlayıp yüzerek anneme dönmeyi. | Open Subtitles | وليس قفزك من الباخرة ,وعودتك سباحة إلى أمي |
| Boş ver vapurdan atlayıp yüzerek anneme dönmeyi. | Open Subtitles | وليس قفزك من الباخرة ,وعودتك سباحة إلى أمي |
| Yüzme havuzu ve tam donanımlı okalüptüs havlular ile jimnastik salonu. | Open Subtitles | بركة سباحة للتدريب وساخرا بالكامل صالة الألعاب الرياضية مع المناشف الكافور |
| Ben yüzmeye gidiyorum. Burası havasız geliyor bana. | Open Subtitles | فى الحقيقة كنت أفكر بأخذه فى رحلة سباحة قصيرة سيصبح نوعا قريبا لى هنا |
| Şey... çok iyi bir yüzücüsün. | Open Subtitles | حسنا. انتى سباحة ماهرة اشهد لكى بذلك. هل استعدت الطاقة؟ |
| su damlacıklarını ve yüzen ayıların hareketlerini yakaladığımı ve sevimli yavruların annelerini takip ettiğini çok net hatırlıyorum. | TED | أتذكر بوضوح التقاط قطرات الماء وتحركها أثناء سباحة الدببة والصغار اللطفاء يتبعون أمهاتهم. |
| O dadan çıkıyorsunuz ve erimiş kardan adamların oluşturduğu bir havuza geliyorsunuz. | Open Subtitles | أنت غادرت الغرفة ووجدت نفسك أمام حوض سباحة مليء برجال الثلج المنصهرين |
| Gerçekten çok iyi yüzüyor ve çok yükseğe zıplayabiliyor. | Open Subtitles | إنها سباحة جيدة وتستطيع القفز عاليا أيضا |
| Eminim kız arkadaşın Karen geceyarısı yüzmesi için arıyordur. | Open Subtitles | أنا واثقة بأنها رفيقتك كارن تهاتفك لتدعوك إلى سباحة في منتصف الليل |
| Senin aksine uzun, sarışın birisi ve eskiden Olimpik bir yüzücüydü. | Open Subtitles | وعلى عكسكِ، فهي طويلة وشقراء وكانت سباحة أوليمبية |
| Bu-- bu tablo için, 8 saatimi bikini ile bir kayanın üzerinde harcadım. | Open Subtitles | هذه.. قضيت ثمان ساعات على صخرة بثوب سباحة بيكيني لأجل هذه اللوحة |
| yüzdüm, yüzdüm ve özgürlüğümü kazandım.* | Open Subtitles | لذلك سبحت بطريقتي الخاصة وحصلت على قطعة أرض وبركة سباحة |
| yüzmeler, hareketler, savurmalar arttı ve kız paniğe kapılmaya başladı. | Open Subtitles | كان هُناك سباحة أكثر، نشاط أكثر، تخبُّط أكثر و هي بدأت تُصاب بالذُعر. |