| Anlamanı istiyorum bunu yapma sebebim bencillik değil, sadece bu umarım aynı şeyleri sende benim için yapardın. | Open Subtitles | أريدك أن تفهم هذا هو سببي لفعل هذا لست أبحث عن منفعة، فقط هذا أتمنى أن تعاملني بالمثل |
| Tek sebebim değilsin, hayır... ama çok az yakın arkadaşım var. | Open Subtitles | ليسَ سببي الوحيد، كلا لكن لديَ القليل منَ الأصدقاء المُقربين |
| Amaçlarım doğruydu, fakat yıllarca hapsolmuş olmak yargılarımı zayıflattı; sebebim belirsizleşti. | Open Subtitles | نواياي كانت صحيحة لكن سنوات من السجن اضعفت حكمي ، اعتمت سببي كنت غبيا |
| Burada olma Nedenim de bu, bayım. | Open Subtitles | إنّها سببي الوحيد لآتي لهنا يا سيّدي |
| Benim tek Nedenim o. | Open Subtitles | هذا سببي الوحيد |
| sebebim sonsuza dek suskun yatıyor. | Open Subtitles | سببي يرقد هناك صامتاً للأبد |
| Bu durumda sebebim hâlâ yeterli değil mi? | Open Subtitles | في هذه الحالة هل سببي كافي ؟ |
| Bir sebebim var... | Open Subtitles | ... لدي سببي الآن ... |
| Benim sebebim ne peki? | Open Subtitles | وما هو سببي ؟ |
| sebebim bu işte. | Open Subtitles | هذا هو سببي |
| sebebim buydu. | Open Subtitles | هذا هو سببي. |
| Nedenim senin orospu çocuğu olman. | Open Subtitles | سببي هو بأنك إبن سافله غامض |
| Benim Nedenim bu. | Open Subtitles | هذا كان سببي |