| Bunu seveceksin. Korumaya ihtiyacı olan insanları ilgilendiriyor. | Open Subtitles | ستحبّ هذا الجميل، فإنّه يتضمّن أناسًا بحاجة للحماية |
| Hayatın boyunca bir hayaleti mi seveceksin? | Open Subtitles | هل ستحبّ شبحاً لِما بقي من عُمركَ؟ |
| Buna bayılacaksın. Bak, Cesur Mavi ne yakalamış! | Open Subtitles | أنت ستحبّ هذا انظر الى ما امسك به الازرق الشجاع |
| Bulduğum şeye bayılacaksın. | Open Subtitles | ستحبّ ما وجدته. |
| Victor'un kar makinesi olabilir ama Noel buna bayılacak. | Open Subtitles | ربما يمكلك (فيكتور) آلة ثلج ولكن (نويل) ستحبّ هذا |
| Evde eğitimi seveceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنك ستحبّ الدراسة في المنزل |
| Bu durumda, şu an üstünde çalıştığı kartı çok seveceksiniz. | Open Subtitles | حسناً، لو كانت هذه هي الحالة، فإنّك ستحبّ البطاقة الجديدة التي يعمل عليها. |
| Buna bayılırdı ama görev beni bekler. | Open Subtitles | ستحبّ ذلك، ولكنّ الواجب ينادينا |
| Evden çıkmak eminim hoşuna gider. | Open Subtitles | أنا واثقٌ أنّها ستحبّ الخروج من البيت نعم. |
| Green Manors'taki işi bana o buldu. Alex'i seveceksin. | Open Subtitles | لقد جـاء بـي إلى المنطقة الخضراء ستحبّ (أليكس) |
| Zina'ya bir şans daha verirsen onu çok seveceksin. | Open Subtitles | أنت ستحبّ إذا أعطيتها فرصة |
| Kiliseye yaptığımız şeyi seveceksin. | Open Subtitles | ستحبّ ما فعلناه في الكنيسة |
| Orayı seveceksin. | Open Subtitles | ستحبّ المكان هناك |
| Bunu gözlerinden okumuştum, dostum. Buna bayılacaksın. | Open Subtitles | رأيته في عيناك، يا رجل، ستحبّ هذا، (تيرينس) عبقري. |
| Buna bayılacaksın. Baksana. | Open Subtitles | ستحبّ هذا، أنظر |
| Grayson, Bobby'nin yeni "teneke-kuruş" oyunu kuralına bayılacaksın. | Open Subtitles | غرايسون) ستحبّ) قانون علبة الفٍلس الجديد . (الذي صنعه (بوبي |
| Karma buna bayılacak. | Open Subtitles | ستحبّ "العاقبة الأخلاقية" هذا |
| Bu habere bayılacak. | Open Subtitles | ستحبّ هذا |
| Bu kısmı seveceğini biliyordum. | Open Subtitles | علمتُ أنّكَ كنتَ ستحبّ تلكَ الحفلة. |
| Bunu güllerden daha çok seveceğini düşündüm. | Open Subtitles | ارتأيت أنّك ستحبّ هذه أكثر مِن الزهور |
| Ve bunun garip olduğunu düşünüyorsanız, bunu seveceksiniz. | Open Subtitles | اذا اعتقدت ان ذلك غريب ستحبّ هذا |
| Bunu seveceksiniz. | Open Subtitles | أنت ستحبّ هذا. |
| Buna bayılırdı. | Open Subtitles | ستحبّ هذه |
| Eminim Henry'nin babasının hala hayatta olduğunu bilmek Emma'nın hoşuna gider. | Open Subtitles | أنا متأكّد أنّ (إيمّا) ستحبّ أنْ تعرف أنّ والد (هنري) ما يزال حيّاً |