| Eğer saat 10'dan önce gidebilirsek. Bir delik açtım, onu Göreceksin. | Open Subtitles | إذا وصلنا إلى هناك قبل العاشرة سترى , لقد صنعت حفرة |
| Birkaç gün içinde her şey çok daha iyi olacak. Göreceksin. | Open Subtitles | في غضون عدة أيام, كل شيء سيكون على مايرام سترى ذلك |
| Ve üstünden ona bakarsan tepesinde kocaman, sarı bir gülen yüz görürsün. | Open Subtitles | و إن أمكنك النظر إليه من أعلى سترى ابتسامه جميلة صفراء أعلاه |
| Web'de 'İnsan insana yardım eder' diye arama yapsan, beni görürsün. | Open Subtitles | البحث عن الشعب مساعدة الشعب على شبكة الإنترنت ، سترى الصورة. |
| Yanlış bir sorumluluk duygusu ile adamın tekinin yanında kalması gerektiğini düşünmesini istemiyorsun annesinin yıkıldığını sonra da toparlandığını görecek. | Open Subtitles | لا تريديها أن تكون مع شخص ليس لديه حس بالواجب سترى أمها تتدمر ومن ثم سترى أمها تعود مرة أخرى |
| Yağmur mevsiminde gel de, her türlü afeti gör. | Open Subtitles | تعال في موسم الأمطار و سترى الفيضانات بشتى أنواعها |
| Eğer nehrin yanında yeterince oturursan düşmanların cesedini yüzerken görebilirsin. | Open Subtitles | إذا جلست عند النهر مدة كافية سترى جثة عدوك تطفوا |
| Bundan böyle çok garip şeyler Göreceksin. | Open Subtitles | سترى الكثير من الأشياء الغريبة من الآن فصاعداً |
| Bundan böyle çok garip şeyler Göreceksin. | Open Subtitles | سترى الكثير من الأشياء الغريبة من الآن فصاعداً |
| Senin ve ailemizin hayatının nasıl kolaylaştığını Göreceksin. | Open Subtitles | سترى مدى سهولة الحياة بعد هذا لك و لعائلتك |
| Yaşın ilerlediğinde, başarının tek yolunun bu olduğunu Göreceksin. | Open Subtitles | عندما تكبر في السن، سترى وهذا السبيل الوحيد للنجاح |
| Muhtemelen hayatında çok Göreceksin bunu. | Open Subtitles | على الارجح سترى الكثير من هذا قبل ان تموت |
| Sadece görmek istediğini, beyninin öyle olmasını istediği şeyleri görürsün. | Open Subtitles | , سترى ما الذي تراه . فقط الذي يراه عقلك |
| Beklersen, gölün karsisinda kocaman bir misk siçani ailesi görürsün. | Open Subtitles | حسنُ، اذا انتظرت، سترى أني صورت العائلة كاملة تعبر البحيرة. |
| İş bittiğinde ben seni ararım. Ya da haberlerde görürsün. | Open Subtitles | أجل سأعلمك عندما أنتهي أو سترى ذلك في نشرة الاخبار |
| yatakta gerçekten özeldirler, nerdeyse yapacak başka hiçbir işleri olmadığını görürsün. | Open Subtitles | انهم يقومون بشيء مميز جدا في السرير , سترى بأنهن لا يجدن سوى ذلك |
| Eğer buralarda bir yerdeyse, yarın sabah görürsün. | Open Subtitles | فى مكان ما بالقرب من هنا سترى ذلك صباح الغد |
| Kirli çamaşırlarını ilk defa görecek. Pis biri gibi görünmek ister misin? | Open Subtitles | إنها المرة الأولى التي سترى هى فيها ملابسك الداخلية تريدها ان تكون قذرة؟ |
| "Bu sıradan bir hançer değil." "Sapındaki mücevhere bas ve gözlerinle gör." | Open Subtitles | هذا الخنجر غير عادي، اضغط على الجوهرة بمقبضه، وأنت سترى. |
| Ama gözlerinin derinliklerine bakarsan bir parça umut ışığı görebilirsin. | Open Subtitles | إذا أمعنت النظر جيداً إلى العينين، سترى بصيصاً من الأمل. |
| 1980'lerde farkettim ki bir Afrika köyünün havadan çekilmiş fotoğaflarına bakarsanız fraktallar görürsünüz. | TED | في الثمانينيات, لاحظت أنه اذا نظرت الى صورة جوية لقرية افريقية, سترى كسريات. |
| - Evime dönmek istedim. - Karını bir daha göreceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | أدرت العودة للوطن لا أعتقد أنك سترى زوجتك وأولادك مرة آخرى |
| Bu dünyada yaşadıkça, ne kadar bir parçası olmadığını anlayacaksın. | Open Subtitles | كلما ستعيش في هذا العالم سترى كم أنت بعيد عنه |
| Aynı etkiyi alelade bir kağıda basılmış bir ızgarada da görebilirsiniz. | TED | سترى نفس التأثير على شبكة مطبوعة على قطعة من الورق البسيط. |
| Tekno cd'leriyle annesinin verdiği partide çalışan ve "Return to Gorm"... okuyan bir zavallıyı görür görmez ruh eşi olduğunuzu anlayacak. | Open Subtitles | طبعاً سترى الغريب الذي يعمل في حفلة والديها بسيديهات التيكنو 160 00: 07: 48,800 |
| Sıkılmış olmalısın ama bir şeyler anlarsın. | Open Subtitles | لا بدّ من أنّ الملل قد اعتراك ؛ لكنّك سترى شيئا |
| Eğer ana kavşağın sağ köşesinin hemen önündeki konferans merkezine giderseniz her köşede, geçiş yeri olmayan dört tane duvar göreceksiniz. | TED | اذا ذهبت الى الزاوية اليمنى عند تقاطع رئيسي أمام مركز المؤتمرات هذا، سترى تقاطع مع أربعة جدران فارغة في كل زاوية. |
| Tüm bunları anladığınız anda ortağınızın sinyalini görüyorsunuz ve harekete geçiyorsunuz. | TED | عندما تكتشف هذا كله سترى الإشارة من شريكك، وتسارع في العمل. |
| Ve eğer yakından bakarsanız, video boyunca aldatıcı tebessümü göreceksiniz. | TED | وإذا نظرت عن كثب، سترى فرحة الخدعة خلال هذا الفيديو. |