| Tatlım, o gittikten ve bebeğimizin doğumundan sonra Her şey düzelecek. | Open Subtitles | عزيزتي، ستكون الأمور على ما يرام بعد أن ترحل وأن تضعي الحمل |
| Her şey düzelecek. Bu davayı kazanma şansın yüksek. | Open Subtitles | ستكون الأمور بخير لديك فرصة جيدة لتصحح أوضاعك |
| Her şey düzelecek. Bu davayı kazanma şansın yüksek. | Open Subtitles | ستكون الأمور بخير لديك فرصة جيدة لتصحح أوضاعك |
| Her şey düzelecek. İyi olacaksın. Sessiz ol yeter. | Open Subtitles | ستكون الأمور على ما يرام، ستكون بخير إبق هادئاً وحسب، الإسعاف سيأتيك |
| Önümüzdeki Pazartesi, Herşey yoluna girmiş olacak ve profesör ile birlikte diğer bütün çete üyeleri polisin eline geçmiş olacaklar. | Open Subtitles | فى يوم الاثنين القادم,ستكون الأمور فى طريقها الصحيح ولكن الأستاذ وكل الأعضاء الرئيسيون لعصابته سيكونون فى ايدى البوليس. |
| Sorun olmayacak. Ben doktorum. | Open Subtitles | ستكون الأمور على ما يرام أنا طبيب |
| Bir şey olmayacak. Sadece herkesin sakin kalması gerek. | Open Subtitles | بأس، ستكون الأمور على ما يرام يجب أن يبقى الناس هادئون و حسب |
| - Her şey düzelecek. - Düzelmeyecek, anne! Şu halime bak! | Open Subtitles | جينا، ستكون الأمور على مايرام كلا يا أمي |
| İşler bu sene çok yavaşlayacak. | Open Subtitles | ستكون الأمور مستقرة في بداية السنة الجديدة |
| Sadece onunla konuş, tatlım. Her şey yoluna girecek. | Open Subtitles | تحدّثي إليه وحسب، عزيزتي ستكون الأمور بخير |
| Ama krep kokusu aldıysam, Her şey yolundaydı. | Open Subtitles | لكن إن شممت رائحة الفطائر ستكون الأمور بخير |
| Her şey yolunda gidecek. - Bir ev satın aldım. | Open Subtitles | ستكون الأمور على ما يرام لقد إشتريتُ منزلاً |
| Her şey iyi olacak, tatlım. Çıkardılar. Her şey düzelecek! | Open Subtitles | ستكون الأمور على ما يرام يا عزيزتي لقد اخرجوه, ستكون الأمور على ما يرام |
| Yakında döneceğim ve Her şey eskisi gibi olacak. | Open Subtitles | سأعود قريباً ، حينها ستكون الأمور كما كانت عليه |
| Her şey düzelecek, tamam mı? | Open Subtitles | ستكون الأمور على ما يرام سنعود إلى المسار |
| Her şey düzelecek, tamam mı? | Open Subtitles | ستكون الأمور على ما يرام سنعود إلى المسار |
| İşte, Zoe. İyi olacaksın, bebeğim. | Open Subtitles | هنا يا زوي ستكون الأمور علي ما يرام يا عزيزتي |
| İyi olacaksın. Her şey düzelecek. | Open Subtitles | ستكون الأمور بخير سيكون كل شييء على مايُرام. |
| Tatlım, o gittikten ve bebeğimizin doğumundan sonra Herşey düzelecek. | Open Subtitles | عزيزتي، ستكون الأمور على ما يرام بعد أن ترحل وأن تضعي الحمل |
| Gemide küçük bir teknik sorun yaşıyoruz. Sorun olmayacak, halledeceğiz. | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting}،تواجهنا بضعة مشاكل فنيّة بالسفينة ستكون الأمور بخير، سنصلّح التلفيّات. |
| Sadece dediklerimi yap, Bir şey olmayacak. | Open Subtitles | فقط أفعلي ما أطلبه منك و ستكون الأمور على ما يرام |