| Güneş doğunca tüm oda, arıyla dolacak. | Open Subtitles | بمجرد شروق الشمس، فهذه الغرفة بأكملها ستمتلئ بالنحل. |
| Sığınaklar hızla dolacak. Şehir dışı daha güvenli olur. | Open Subtitles | الملاجئ ستمتلئ بسرعة ثقي بي، سيكونون أكثر أمانًا خارج المدينة |
| Harıl harıl süper domuzlarını ürettiler ve yakında süpermarketler onların etleri ve organlarıyla dolacak. | Open Subtitles | كانوا يستولدون خنازيرهم الخارقة بوتيرة متسارعة، وقريباً ما ستمتلئ المتاجر الكبرى بلحومها وأعضائها. |
| Tüm bölüm radyasyonla dolacak. | Open Subtitles | الغرفة بالكامل ستمتلئ بالإشعاع |
| Evet. 41 yaşından itibaren hayalar dolmaya başlar. | Open Subtitles | نعم، في عُمر الـ 41 ستمتلئ خصيتيك |
| Sokaklar cesetle dolmaya başlar. | Open Subtitles | و ستمتلئ الشوارع بالقتلى |
| Önleme bölmesi ışınlanmış soğutma sıvısı ile dolacak. | Open Subtitles | ستمتلئ غرفة العزل بالإشعاعات المُبردة |
| İndirim olduğunda restoran hınca hınç dolacak. | Open Subtitles | صالة الطعام ستمتلئ خلال التخفيضات |
| Ciğerlerim yavaşça sıvıyla dolacak. | Open Subtitles | ستمتلئ رئتيَّ بالسوائل ببطء |
| Yakında buzdolaplarımız etle dolacak. | Open Subtitles | ثلاجاتنا قريبا ستمتلئ باللحم |
| Sinema dolacak şimdi. | Open Subtitles | السينما ستمتلئ. |
| Dostum, rahat ol ya. Bar ağzına kadar dolacak, tamam mı? Evet. | Open Subtitles | يارجل , الحانة ستمتلئ |
| Tokyo'nun her tarafı cesetlerle dolmaya başlar. | Open Subtitles | ستمتلئ طوكيو بالجثث |