| Yoksa hep tahmin ettiğim üzere şımarık zengin bir çocuk gibi kaçacak mısın? | Open Subtitles | او ستهرب مثل الفتي المدلل الهارب كما عرفتكم دائما ؟ |
| Dünyayı kurtarıp da ne yapacaksın? Ne yapacaksın? kaçacak mısın? | Open Subtitles | إذا اضطررت للقتال لإنقاذ العالم هل ستهرب من هذا؟ |
| Eğer bir kızla çok fazla konuşursam ya güler ve kaçar ya da gülerek kaçar. | Open Subtitles | لو أنا تحدثت مع أي فتاة اما انها ستضحك وتهرب مني أو ستهرب بعيدا وهي تضحك |
| Lemon kaçıyor, biliyorum, ancak bu kendi sağlığını tehlikeye atmana değer mi? | Open Subtitles | أنا أعرف بأن ليمون ستهرب لكن هل هذا يستحق المخاطرة بصحتك؟ |
| - Benden kaçacaksın! Ne yaptığını biliyorum. - Evet doğru, kaçacağım! | Open Subtitles | ـ أنتِ تهربين منى، إننى أعرف هذا جيداً ـ نعم، إننى أهرب بكل قوتى، أية إمراة ستهرب منك |
| Her neredeysen hala tutsak haldesin. Nasıl kaçacağını da bilmiyorum. | Open Subtitles | أنت ما زلت حبيسًا حيثما أنت ولا أعلم كيف ستهرب |
| kaçıyorsun, onlar seni gördükleri yerde vuracaklar. | Open Subtitles | ستهرب, وسيطلقون النار عليك فى الحال |
| Ben de hep, onun bir çocukla Kaçtığını düşünürdüm. | Open Subtitles | لقد أعتدتُ الإعتقاد إنه ربما ستهرب فحسب.. |
| - Sherry tekrar kaçacak ve çok geç olacak. | Open Subtitles | أنها ستهرب مجدداً، وسيصبح الوقت متأخراً جداّ |
| Sokağa çıkma yasağını delecek, sigara içecek, muhtemelen okuldan kaçacak. | Open Subtitles | ربما ستكسر منع التجول , او انها ستشعل سجارة او اثنتين او ربما ستهرب من المدرسه |
| Hesabı alabilir miyim? kaçacak mısın? Hey. | Open Subtitles | سأذهب ستهرب بعيداً فحسب؟ عندي فكرة أفضل دعنا نظهر للجميع حقيقتك |
| Akıllıysa kaçar. Lanet olası şehirden kaçmayı deneyecektir. | Open Subtitles | ستهرب إن كانت ذكية ستحاول بكل الطرق لكي تخرج من المدينة |
| Ama makarayı erken sararsan, balık yemle birlikte kaçar. | Open Subtitles | ولكن إذا حركت السنارة بوقت مبكر جداً، ستهرب الأسماك بالطعم. |
| Kara sancağı erken dalgalandırırsa ganimet kuyruğu kıstırıp kaçar. | Open Subtitles | ارفع الراية السوداء مبكراً جداً والغنيمة ستهرب |
| Bu hafta sonu değil. O benimle kaçıyor. | Open Subtitles | ليس هذا الأسبوع إذ أنها ستهرب معي. |
| - kaçıyor musun yani? | Open Subtitles | أتعني بأنّك ستهرب ؟ |
| Hey! El bezini almış, kaçıyor! | Open Subtitles | ستهرب و بحوزتها القماشة |
| Sen artık aranan birisin. Hayatının sonuna kadar kaçacaksın dostum. | Open Subtitles | إنّك رجل مطلوب، ستهرب لبقيّة حياتك يا رجل |
| kaçacağını düşündüm, sarı göbekli yalancı. | Open Subtitles | ظننت أنك ستهرب, يا صانع العصير ذو البطن المنتفخ |
| Bir de pazartesi günü Chicago'ya kaçıyorsun. | Open Subtitles | والآن يوم الإثنين ستهرب بعيداً لشيكاغو |
| Bu salak da Sunaina ile Kaçtığını söyledi. | Open Subtitles | و أنت كنت مفقوداً أيضاً. و هذا الأحمق قال إنك ستهرب مع سوناينا. |
| Havaya ateş etmeliydin. kaçıp giderdi. | Open Subtitles | كان عليك إطلاق رصاصة بالهواء ، كانت ستهرب |
| Böyle adi bir kravatı hangi çıtır görse kaçardı zaten. | Open Subtitles | ستهرب أي جميلة ترى ربطة عنقك الرخيصة تلك |
| O yüzden bana ne tarafa doğru koşacağını söylersen kaçmaya çalışırken birbirimizle çarpışmayız. | Open Subtitles | إذن لو أخبرتني بأي طريق ..أنت ستهرب. سأتأكّد من أننا لن نصطدم ببعضنا البعض. |
| Yarın saat beşte patlama gerçekleştikten sonra belirlediğimiz yoldan, kaçacaksınız. | Open Subtitles | غداً في تمام الساعة الخامسة مساءً بعد أن تقوم بتأكيد الإنفجار ستهرب باستخدام المسار المخطط له |
| Nasıl onun adaletinden kaçabileceğini düşündün? | Open Subtitles | كيف أمكنك ان تظن .. بأنك ستهرب من عدالته ؟ |
| Gelip bana, üzerine cinayet yıktıklarını birilerinin çocuklar üzerinde deneyler yaptığını söyleyip sonra da öylece çekip gidecek misin? | Open Subtitles | أعني، أنّكَ تقول أنّ تهمةً لُفّقتْ لك و هناك من يُجري تجاربَ طبّيّة على الأطفال و أنتَ ستهرب و حسب؟ |
| Peki, riskli, ama eğer kaçarsan,.... hayatının sonuna kadar kaçmak zorunda kalırsın, gene de karar senin. | Open Subtitles | حسنا، إنها مخاطرة، لكن إن هربت ستهرب لبقية حياتك. هذا مصيرك |
| "Neden kaçıyorsunuz sayın Taliban?" | Open Subtitles | الى اين ستهرب يا سيد طالبان ؟ |