"ستودّ" - Traduction Arabe en Turc

• isteyecektir
• isteyeceksin
• isteyecek
• isteyebilirsin
• isteyeceğini

Çünkü bir şey yapmam gerek ve bana yardım etmek isteyecektir.
لأنّي يتعيّن أن أفعل شيئًا، وهي ستودّ أن تساعدني.

Bu konuda konuşmak isteyecektir.
حسنٌ، ستودّ التحدُّث بهذا الأمر.

Bunu yapmak zorunda olmadığını biliyorum Hal ama güven bana,bunu yapmak isteyeceksin.
أعلم أنه ليس يجب عليك أن تفعل هذا لكن ثق بي ، ستودّ ذلك حسناً ؟

Biri karşına çıktığında sadece tetiği çekmek isteyeceksin.
ستودّ سحب الزناد فحسب حين يظهر أمامك.

- Doğrudur ama babası sevgilisini, sevgilisi de çocuklarını isteyecek.
صدقت، لكن الأب سيودّ خليلته وخليلته ستودّ ابنيها.

O silahı çekmeden tatlım, ilkin öbürünü kılıfına koymak isteyebilirsin.
قبل أن تخرج مسدسك ذلك، عزيزي، ربما ستودّ أن تعيد الآخر.

Seni bir daha görmek isteyeceğini nereden biliyorsun ki?
ما أدراك أنّها ستودّ رؤيتك مجددًا بعدما تردّ إنسانيّتها؟

Dr. Brennan üstündeki izlere bakmak isteyecektir.
الد. (برينان) ستودّ إلقاء نظرة في العلامات على هذه

Beni görmek isteyecektir.
ستودّ رؤيتي

- Dostum yapmam gereken işler var. - Bunu görmek isteyeceksin. Güven bana.
-يا صاحبي, لديّ عمل أنجزه ستودّ رؤية هذا .

Onun gitmesini isteyeceksin, bekle.
ستودّ رحيله،فقط انتظر

Bunları babana anlatmak isteyeceksin çünkü.
ستودّ إخبار والدك عن هذا

OTPS olumlu sonuç vermeye başladığı zaman sen de bizimle olmak isteyeceksin.
حينما يبدأ (أوه تي بي إس) بتوليد نتائج، فإنّك ستودّ أن تكون مُشاركًا معنا.

Çünkü birşeyler yapmam gerekiyor, ve bana yardım etmek isteyecek.
لأنّي يتعيّن أن أفعل شيئًا، وهي ستودّ أن تساعدني.

Bundan sonra Elena hâlâ seninle olmak isteyecek mi sanıyorsun?
أتظنّ (إيلينا) ستودّ العودة لك بعد ما فعلته؟

Ön pencereden dışarı bakmak isteyebilirsin Larry.
ستودّ المتابعة من هذه النافذة الأماميـّة (لاري)

Yola koyulmak isteyebilirsin.
ستودّ التجهّز للتحرّك.

Bilirsin, senin kararın ama belki de James Barca'yı artık serbest bırakmak isteyebilirsin.
أتعرف، إنّه قرارك، لكن ربّما ستودّ إطلاق سراح (جايمس باركا) الآن.

Baştan itibaren bilmek isteyeceğini düşünmüştüm de.
ظننت أنّك ستودّ أن تتولي هذه القضية من بدايتها

Beraber geldiğim insanlar kalmak istediler beni evime götürmek isteyeceğini düşündüm.
من رافقتهم يريدون البقاء... لذا أعتقدت أنك ستودّ أن توصلني إلى المنزل.