| Peşine düştüğüm en iyi insanlardan bile bazıları hapishane... -...kuşuydular. | Open Subtitles | الذي، البعض مِنْ الناسِ الأجودِ تَعقّبتُ أبداً كُنْتُ طيورَ سجنِ. |
| Sana babasının Attica'da bir lokantasının olduğunu anlattı... hapishane civarında yaşamanın nasıl hayatını değiştirdiğini. | Open Subtitles | أَخبَركِ أن والدَهُ كانَ يملِكُ مَطعماً قُربَ سجنِ آتيكا كيفَ أنَ العيشَ قُربَ ذلكَ السِجن قَد غيَّرَ حياتَه |
| Son birkaç haftadır bir hapishane revirinde iyileşmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | صَرفتُ الأسبوعانَ الأخيرَ في a تَعافي مستشفى سجنِ. |
| Şey, aslında güzel bir fotoğrafımız var annemin eyalet hapishanesine girerken çektirdiği. | Open Subtitles | حَسناً، عِنْدَنا بَعْض الواحدِ الجيدةِ جداً أمِّي أسفل في سجنِ المقاطعةَ. |
| Tutuklanıp Basra hapishanesine götürüldükten sonra, İngiliz ordusu derhal askerlerinin serbest bırakılmasını istedi. | Open Subtitles | عندما حكومة البصرة رَفضتْ، جاءَ دباباتُ بريطانية فيه وإندلعَ الرجالَ جسدياً مِنْ سجنِ البصرة. |
| Bunlarn varlgna güvenerek cinayet isleyen herkes... eyalet hapishanesinde bir hücre ve karavanaya raz gelir. | Open Subtitles | من يرتكب جريمة قتل معتقدا بوجوده فقط إشترى لنفسه غرفة في سجنِ التأديب الرسميِ. |
| Bu sebepten 1994'te tutuklanıp 1999'a kadar Hindistan hapishanesinde kalmış. | Open Subtitles | هو إعتقلَ في 1994 لهذا الإختِطاف ووَضعَ في سجنِ هنديِ حتى 1999. |
| Beş yıl demek. hapishane jargonu. | Open Subtitles | يَعْني "خمس سَنَواتِ." هو كلامُ سجنِ. |
| Orda boş bir hapishane otobüsü var. | Open Subtitles | هناك حافلة سجنِ فارغةِ |
| Sen bir hapishane gardiyanısın. | Open Subtitles | أنتي حارسة سجنِ. |
| hapishane kuşu. | Open Subtitles | Uh uh، أصفر سجنِ داكن. |
| - hapishane nakil belgesi. | Open Subtitles | ذلك a نقل سجنِ. |
| hapishane müzesi. | Open Subtitles | متحف سجنِ |
| hapishane dövmeleri. | Open Subtitles | أوشام سجنِ. |
| Bujumbura hapishanesine koyuldu. | Open Subtitles | إنتظروا مصيرَهم في سجنِ بوجمبورا |
| Eyaletin en tehlikeli suçlularından biri olan Luther Heggs eyalet hapishanesine götürülürken kaçmayı başardı. | Open Subtitles | ... بينمانقل لوثر الضخم... مِنْ سجنِ مقاطعةِ كيرن إلى سجنِ تأديب في هنستافل الرسمي |
| La Roquette hapishanesine gönderileceksin. | Open Subtitles | أنت سَتُحوّلي إلى سجنِ لا روكيوتي. |
| Eğer seni Tapınak hapishanesine geri götürürsem, | Open Subtitles | إذا أنا أَستعيدُك إلى سجنِ معبدِ دالي، |
| Bölge hapishanesinde. | Open Subtitles | السّيد Biegler، هو في سجنِ المقاطعةَ. |
| Afrika hapishanesinde dört yıl boyunca yerliler günde iki kere canıma okudu. | Open Subtitles | أربع سَنَواتِ في سجنِ أفريقيِ... أَخذَ ' هو فوق الحمارِ مرّتين في اليوم مِن قِبل fuckin ' مواطنون. |
| Kendini şehir hapishanesinde saldırıdan hükümlü bulacaksın. | Open Subtitles | في سجنِ المقاطعةَ للهجومِ. |
| Norco hapishanesinde yüksek lisans yapmış. | Open Subtitles | ( إصلاحيّةِ فنتورا للشباب ) وقد أكملَ دراستهُ في ( سجنِ نوركو ) |