| Hükümet deneyleri hızlandırdı. Avukatlar, ilaç şirketlerine muafiyet kazandırdı. | Open Subtitles | الحكومة سرّعت التجارب المحامين عوضوا شركات الأدوية |
| Zırdeli sevgilin hamileliğimi hızlandırdı doğumdan hemen sonra beni kaçırıp küçük kızımdan ayırdı. | Open Subtitles | صديقتك المجنونة سرّعت حملي وخطفتني بُعيد الولادة وفرّقت بيني وبين طفلتي |
| - Zamanımız yok. - Karen sistemlerinin programını hızlandırdı. | Open Subtitles | كارين سرّعت الجدول الزمني للشبكة - ذلك ليس مهماً - |
| Deathlok dosyalarının Cybertek'ten çalınması kararımı hızlandırdı sadece. | Open Subtitles | وواقعة سرقة ملفات (ديثلوك) من (سايبرتك) سرّعت من تنفيذ قراري فحسب |
| Ceset torbasındaki ısı vücudun bozulmasını hızlandırmış. | Open Subtitles | الحرارة من داخل حقيبة حفظ الجثث المُغلقة قد سرّعت من تحلل الجثّة. |
| Gıda ve İlaç Dairesi, ABD ve Avrupa'da beş gizli yerde üretimi devam eden MEV-1 aşısının onay işlemini hızlandırdı ve ilk dozların 90 gün içinde insan kullanımı için hazır olacağını açıkladı. | Open Subtitles | "إدارة الدواء والغداء" سرّعت الموافقة على لقاح "أم إي في-1"... الذي يُصنّع حالياً بخمسة مواقع سريّة ... في (الولايات المتحدة) و(آوروبا)" |
| Buradaki ısı ayrışımı hızlandırmış olabilir. | Open Subtitles | الحرارة هنا سرّعت عملية التفسّخ |