| Calthrop, Paul O. Duggan adına düzenlenmiş... sahte bir pasaportla yolculuk ediyor. | Open Subtitles | كالثروب يسافر بجواز سفر مزيف يحمل اسم بول أوليفيردوجان. |
| Bu bir şey demek değildir. Gulf veya Exxon sana sahte bir pasaport vermiş olabilirler. | Open Subtitles | هذا لا يعني شيئا ، جولف او اكسون يمكن الحصول على جواز سفر مزيف. |
| Hayır, sadece uçak bileti ve sahte bir pasaport vermek için uğramıştım. | Open Subtitles | لا، توقفت فقط لإعطائها تذكرة طيران وجواز سفر مزيف |
| Yatak odasının altında 50 bin dolar nakit ve sahte bir pasaport var. | Open Subtitles | تحت لوح الأرضية في غرفة نومك، لديك 50 ألف دولار نقدًا وجواز سفر مزيف عليك إحضارهم |
| Sana pasaport bile ayarlamıştı. sahte bir pasaport. | Open Subtitles | وكان عنده جواز سفر لك, جواز سفر مزيف |
| Kadir dışında hepsi öldü ve şimdi Bernard Schwartz adına düzenlenmiş sahte bir pasaportla birleşik devletlerde. | Open Subtitles | كلهم ماتوا ما عدا "قادر" والآن هو هنا فى الولايات المتحدة مستخدماً جواز سفر مزيف بأسم "بيرنارد شوارتز" |
| sahte bir pasaport, gazeteler al | Open Subtitles | يمكنك الحصول على جواز سفر مزيف وأوراق |
| sahte bir pasaportla ama fotoğrafı elimizde. | Open Subtitles | كان لديه جواز سفر مزيف ولكن لدينا صورته |