| Ben kurallara uymayı başaran bir çok Aşağı Dünyalı tanıyorum. | Open Subtitles | أعرف الكثير من سكان العالم السفلي الذين يتقيدون بالقواعد.  | 
| İçine ettim çünkü hem akıllı hem de esprilisin ve Aşağı Dünyalı olmanın ne anlama geldiğini biliyorsun. | Open Subtitles | وهذا مزر لأنك ذكية ومسلية، وتفهمين معنى أن يكون المرء من سكان العالم السفلي. | 
| Bütün Aşağı Dünyalılar bir gün vahşi içgüdülerine yenik düşecek. | Open Subtitles | جميع سكان العالم السفلي سيستسلمون لميولهم العنيفة يوماً ما.  | 
| İstedikleri kadar uğraşsınlar, Aşağı Dünyalılar iblis kanını sonsuza kadar kontrol edemez. | Open Subtitles | مهما حاولوا أن يكونوا طيبين، فإن سكان العالم السفلي لن يسيطروا على دمائهم الشيطانية إلى الأبد.  | 
| Bir yandan sayımızı artırırken, araştırmamız için uygun olan Aşağı Dünyalıları da buluyoruz. | Open Subtitles | بينما نزيد أعدادنا، فإننا نبحث أيضاً عن سكان العالم السفلي لاستخدامهم في أبحاثنا. | 
| Aşağı Dünyalıları müttefikin, beni de en büyük düşmanın gibi görmek üzere eğitildin. | Open Subtitles | تدربت على رؤية سكان العالم السفلي كحلفائك وعلى رؤيتي كأسوأ أعدائك. | 
| Kimse havalı tipleri sevmez, hele ki Aşağı Dünya'da. | Open Subtitles | لا أحد يحب المتباهي. خاصة سكان العالم السفلي. | 
| Aşağı Dünyalı sevdandan bir süre vazgeç. | Open Subtitles | خفف قليلاً من محاولة إغواء سكان العالم السفلي. | 
| Her Aşağı Dünyalı'yı bir şüpheli olarak görüyor. | Open Subtitles | إنها تعتبر كل سكان العالم السفلي مشتبهين. | 
| Hiçbir Aşağı Dünyalı bize karşı gelemez. | Open Subtitles | لا يمكن لأحد سكان العالم السفلي أن يتحدى سلطتنا. | 
| Kılıcın huzurunda, Meclis'e ihanette bulunmak ve iki Aşağı Dünyalı'yı öldürmekle suçlanıyorsun. | Open Subtitles | أنت تقف أمام السيف، بتهمة "الخيانة العظمى ضد "المجلس فضلا عن قتل اثنين من سكان العالم السفلي | 
| New York'ta kaç tane Aşağı Dünyalı vardır? | Open Subtitles | كم عدد سكان العالم السفلي الذين يعيشون في "نيويورك" برأيك؟ | 
| Aşağı Dünyalılar bir ısırık veya yarayla çoğalırken bizim sayımız yıllar içinde azaldıkça azalıyor. | Open Subtitles | أعداد سكان العالم السفلي تتضاعف بمجرد خدش أو عضة، بينما أعدادنا تتضاءل عاماً تلو الآخر. | 
| Medeni Aşağı Dünyalılar gibi bunu konuşarak halledelim. | Open Subtitles | لنناقش هذا الأمر مثل متحضري سكان العالم السفلي | 
| Aşağı Dünyalılar uyuşturucu ticaretinin üzerine gidiyorum. | Open Subtitles | أحاول القضاء على تاجر مخدرات من سكان العالم السفلي. | 
| Aşağı Dünyalılar'ı ve fanileri korumaya ant içtim. | Open Subtitles | أقسمت على حماية سكان العالم السفلي والبشر على حد سواء. | 
| Ben yapmasam başka Aşağı Dünyalılar yapar. | Open Subtitles | إن لم أقتلها، سيقتلها سكان العالم السفلي. | 
| - Meclis Aşağı Dünyalıları anlaşmalarla koruyarak yumuşadı. | Open Subtitles | - أصبح الـ"كلاف" رقيقاً، وهو يحمي سكان العالم السفلي بواسطة "الاتفاقيات".  | 
| Aşağı Dünyalıları öldürmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | أتحرق لقتل سكان العالم السفلي. | 
| Son çare olarak Melek Kılıcı ile tüm Aşağı Dünya yok edilecek. | Open Subtitles | كملاذ أخير، سيدمر "سيف الروح" كل سكان العالم السفلي. |