| İrade, evrenin karanlık güçlerine karşı her daim yegane silahımız olmuştu. | Open Subtitles | دائماً ما كانت الإرادة سلاحنا الوحيد ضد قوى الظلام التي بالكون. |
| İrade, evrenin karanlık güçlerine karşı her daim yegane silahımız olmuştu. | Open Subtitles | دائماً ما كانت الإرادة سلاحنا الوحيد ضد قوى الظلام التي بالكون. |
| Yeni silahımız hazır. Gücünü kontrol altına alır almaz, birliği aynı şekilde eğitmeye başlayacağım. | Open Subtitles | سلاحنا الجديد جاهز، بمجرد أن أتسيد قوته، سأدرب الإتحاد على فعل نفس الشيء. |
| İnek'ler öne geçiyor. Gizli silahımızı devreye sokmalıyız. Wesley! | Open Subtitles | بهذا يريدون أن يربحوا لقد حاون وقت سلاحنا السري, ويسلي |
| Lütfen üç saniyede en büyük silahımızı yere sermediğini söyle. | Open Subtitles | رجاءاً أخبرنى أنه لم يقضى على سلاحنا النارى الضخم فى ثلاث ثوانى معدودة. |
| Yeni silahımız hazır. Gücünü kontrol altına alır almaz, birliği aynı şekilde eğitmeye başlayacağım. | Open Subtitles | سلاحنا الجديد جاهز، بمجرد أن أتسيد قوته، سأدرب الإتحاد على فعل نفس الشيء. |
| Allahtan ki gizli silahımız vardı. | Open Subtitles | صحيح مرة أخرى لحسن الحظ, لقد كان لدينا سلاحنا السرّي الخاص |
| Mucize silahımız kırk yıldır geliştirilme aşamasındaydı. | Open Subtitles | سلاحنا المعجز الذي خضع للتطوير طوال 40 عاما ، أنه حُلم زعيمنا المحبوب |
| Tek silahımız sevgiyse, onların silahları gerçek olacak. | Open Subtitles | إن كان سلاحنا الوحيد هو الحب وسلاحهم هو أسلحة، |
| Ama bizim asıl silahımız bize bu savaşta zaferi kazandıracak silahımız insan ruhunun gücü ve kararlılığıdır. | Open Subtitles | ولكن سلاحنا الحقيقي السلاح الذي يقود للنصر في النهاية هو قوة وقدرة تحمل الروح البشرية |
| Kart bizim cinayet silahımız ve elimizdeki kesin değil. | Open Subtitles | اللوحة هي سلاحنا للجريمة و الآن هي دليلنا عليها |
| Binbaşı, en karmaşık silahımız, ancak bozulmamış olması durumunda. | Open Subtitles | الرائد هو سلاحنا الأكثر تطورا إلا إذا كانت سليمة. |
| Maalesef bizim gizli silahımız sizde yok. | Open Subtitles | شيئ محزن انكن لاتملكن سلاحنا السري |
| Tek silahımızı ortaya çıkarmamızı istedi, biz de aptal gibi istediğini yaptık. | Open Subtitles | أرادتنا أن نكشف سلاحنا الوحيد، وكشفناه كالمغفلين. |
| Sanırım tek silahımızı... sana vermeyeceğim. | Open Subtitles | لا أعتقد أنّي في وارد مناولتك سلاحنا الوحيد |
| SD-6 bizim nükleer silahımızı alınca bir uçağa koyup Mısır'a gönderdi. | Open Subtitles | عندما التقط (س.د 6) سلاحنا النووي (وضعوه على متن طائرة ل(مصر |
| SD-6 bizim nükleer silahımızı alınca, bir uçağa koyup Mısır'a gönderdi. | Open Subtitles | عندما التقط (س.د 6) سلاحنا النووي وضعوه على متن طائرة ل(مصر) |
| Üç kurşun. Şehrin ortasında kaldık ve çocuk silahlarımızı çaldı. | Open Subtitles | ثلاث رصاصات، إنّنا في منتصف مدينة وقد سرق سلاحنا. |
| Kayıp silahımızla ilgili kanıt zincirini biraz araştırdım. | Open Subtitles | إذن كنت اجري بعض البحث عن تسلسل حجز سلاحنا المفقود. |
| Anlasana o bizim tek silahımızdı. | Open Subtitles | هل تفهم بان هذا كان سلاحنا الوحيد ؟ |
| Sesimiz silahımızdır. Ve biz kazanacağız! | Open Subtitles | صوتنا هو سلاحنا وبإتحادنا سنفوز |
| Hava Kuvvetleri sesin pilota ait olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | نقيب سلاحنا الجوي أكد الأصوات |