| Hangi salak Bay kaplumbağa tuvalete konulmasının.. ...sorun olmayacağını düşündü? | Open Subtitles | من فكر أنه من الصائب وضع السيد سلحفاة في المرحاض؟ |
| Allah Kahretsin! Kim Bay kaplumbağa'yı bu tuvalette tutuyor? ! | Open Subtitles | ـ تباً، من يستمر في وضع السيد سلحفاة في المرحاض؟ |
| Bu aralar evde bir kaplumbağa yaşıyor ve ayak parmaklarını çok seviyor. | Open Subtitles | هناك سلحفاة تعيش هنا مؤخرا ً وهي تحب المشي على أطراف أصابعها |
| "Sıcak güneşin altında sırt üstü yatan bir tosbağa görüyorsunuz." | Open Subtitles | وترى سلحفاة ملقاة على ظهرها في الشمس الحارقة |
| Adamın çöp öğütücüsü bir köpek. Gevreğini kaplumbağa kabuğundan yiyor. | Open Subtitles | حاويةُ قمامته هي كلب و يأكلُ الحبوبَ في قوقعةِ سلحفاة. |
| Sırt sıvazlamalar, kaplumbağa ve kuşların arkadaş olduğu YouTube videoları... | Open Subtitles | تدليك ظهر، فيديو على اليوتيوب لبداية صداقة سلحفاة و عصفور |
| kaplumbağa kabuğuna benziyor ama bunun pek bir yararı yok. | Open Subtitles | أعني ، إنها تبدو كصدفة سلحفاة لكن هذا لا يساعد |
| Ve zaman zaman, bir arkadaş bul, bir kaplumbağa bul ve uzun ve yavaş bir yürüyüşe çık. | TED | وبين كل هذا جد صديقاً .. جد سلحفاة واستمتع بمشي هادىء .. بمشي بطيء |
| Yaranın içinden bir kaplumbağa çıktı, yüzüp gitti giderken de deniz ile kara arasında birbiri ardına rahatça geçişler yaptı. | TED | خرجت سلحفاة من الجرح وسبحت بعيداً، وهي تتناوب بسهولة بين البحر واليابسة. |
| Çılgın kaplumbağa saat 11 yönünde. | Open Subtitles | انتباه سلحفاة متوحشة على اتجاه عقرب الساعة 11: 00 |
| Bir sabah uyandığımda kendimi bir kaplumbağa olarak bulacağım ve sonsuza dek yaşayacağım. | Open Subtitles | سوف أعيش للأبد إلى أن يأتي يوم وأستيقظ وأجد نفسي سلحفاة |
| — Suçla savaşan bir tavşan olabilir. — Yahut cana yakın bir kaplumbağa. | Open Subtitles | يمكنه أن يكون أرنباً مُكافحاً للجريمة أو سلحفاة جديرة بالحب |
| Termostat bu gün yukarıyı gösterdiği için teşekkürler tanrım... diğer taraftan benim adam eşini bekleyen Anakonda gibi durmak yerine ürkerek kaplumbağa gibi kafasını içeri çekebilirdi... | Open Subtitles | أحمد الله أني أثرت نفسي, وألا كانت رجولتي أرتدت مثل سلحفاة تختبيء في صدفتها. بدلا من ذلك قد خرج مثل ثعبان الأنكوندا |
| Hayır, ben her zaman bir kaplumbağa ile elim kalorifer borusuna bağlı dolaşırım. | Open Subtitles | لا، اني اتجولُ دائمًا يتجول مكبلة اليدين مع انبوب البخار و سلحفاة. |
| N'aber millet? Az önce bir kaplumbağa kurtardım. Ya siz ne yaptınız? | Open Subtitles | حسناً جميعاً, لقد انقذت سلحفاة للتو ماذا فعلتم طوال حياتكم ؟ |
| Hatta çalılıklar arasında, bir de, kaplumbağa beceren sincap vardı. | Open Subtitles | لكنى أعتقد أنه كان هناك سنجاب في الغابات،يغازل سلحفاة. |
| Vay be! Bu şey biraz daha hızlı giderse, kafam lanet olası bir tosbağa gibi vücuduma girecek. | Open Subtitles | هذا الشيء سريع رأسي سيلتصق في جسمي مثل سلحفاة لعينة |
| Gidip kaplumbağayı alalım. Hadi gidelim. | Open Subtitles | دعونا نذهب للحصول على سلحفاة دعونا نذهب لجلبها |
| Dünya, devasa bir kaplumbağanın sırtından dolaşıyormuş. | Open Subtitles | العالم برمّته محمول على ظهر سلحفاة عملاقة |
| -Sen daha iyi bilirsin. Ama artık mikrodalgaya koyacağım bir kaplumbağam yok ki. | Open Subtitles | ولكن لم يعد هناك سلحفاة لتضعها في المايكرويف مجدداً |
| Tanrı aşkına, hayatımı bir kaplumbağaya mı emanet edeceğim? Doğanın en tembel öğrencisine? | Open Subtitles | بحق الله، لن أسلّم حياتي الى سلحفاة |
| Mayıs 2007'de, Çinli bir çekim ekibi tapınağın balık havuzunda bu kendine özgü Swinhoe kaplumbağasını filme almış. | Open Subtitles | في مايو 2007، قام فريق التصوير بتصوير سلحفاة سوينهو الغريبة في بركة المعبد |
| Neden ateş etmeye başladın, Tortuga? | Open Subtitles | لماذا بدأت باطلاق النار , يا سلحفاة |
| kaplumbağaydı adı Ernie'ydi, 8 yaşında falandım. | Open Subtitles | لقد كان سلحفاة و أسمه إيرني لقد كنت في الثامنة |
| - Butch, Crystal'i kendisine rakip olarak görmüyor, Tortoise. | Open Subtitles | ــ أبي ــ بوتش لا يحب بأن كريستال تعتقد ـ ـ ـ ــ بأنها أفضل منه, يا سلحفاة ــ أبي |
| Daha bu sabah yeşil bir deniz Kaplumbağası doğaya geri gönderildi. | Open Subtitles | لقد قاموا هذا الصباح بتحرير سلحفاة .بحرية خضراء لتعود الى موطنها |