"سمعت صوتاً" - Traduction Arabe en Turc

• ses duydum
• ses duydun
• ses duyduğumu
• şey duydum
• bir ses duyduğunuzu
• ses duymuş
• ses duymuştum
• ses geldiğini

Havai fişek gibi bir ses duydum. Uyandım.
سمعت صوتاً مثل الألعاب النارية او ماشابه ايقظني من النوم

İlginç bir ses duydum, ve arabanın farları açıktı.
سمعت صوتاً غريباً ، فذهبت كي أطفيء مصابيح السيارة

Sonra cinayetten hemen önce oldukça belirgin bir ses duydun.
من ثمّ مُباشرة قبل الجريمة، سمعت صوتاً مُميّزاً جداً.

Bir ses duyduğumu sandım; "Uyku yok artık.
خيل لى أننى سمعت صوتاً يجأر لا نوم بعد اليوم

Çok az, çok alçak frekansta bir şey duydum, ama izini sürüp ayrıştırdım.
سمعت صوتاً خافتاً جداً، بتردد منخفض جداً، ولكنني تمكنت من اقتفائه، وعزله.

Bay Lindbergh o gece mezarlıkta bir ses duyduğunuzu söylemiştiniz.
سيّد (ليندبرغ)، قلت بأنّك سمعت صوتاً بالمقبرة تلك الليلة.

Ormandan çıkmaya çalışırken bir ses duydum.
كنت أحاول العودة عبر الغابة حين سمعت صوتاً غريباً

Bir ses duydum. Ben de saf saf... pompadan artık benzin akmadığını sandım... yerine koymak için pompayı çektim ve benzin foş diye boşaldı.
سمعت صوتاً لذا أعتقد بسذاجتي فهمت أنَّ البنزين لن يخرج من الفوهة

Ama bu sefer, yeni bir ses duydum.
ولكنني سمعت صوتاً جديداً هذه المرة،

Sinir bozucu bir ses duydum galiba.
إعتقد بأنني سمعت صوتاً مزعجاً مرحبا , اخي .

Bir ses duydum da.Özür dilerim. Oh! - Mutfaktan geliyor.
لا أنا آسف سمعت صوتاً آسف إنه بالمطبخ - لا لا . "لوك" لا تذهب -

Alevlerden sana yükselen bir ses duydun, hatırlıyor musun?
لقد سمعت صوتاً قادم من النار، هل تتذكره؟

Can alıcı noktası sen bunu yapıyorken onu cezalandırmanı isteyen bir ses duydun bu suçu tekrarlamasına mani olacaktı.
الفكرة هي أنه بينما كنت تفعل هذا سمعت صوتاً يقول لك إن تأديبه سيمنعه من تكرار الجريمة

Dönerken garip bir ses duyduğumu sandım.
ظننت أني سمعت صوتاً غريباً في المحرك حين عودتنا

Garip bir ses duyduğumu sandım.
أعتقد أننى قد سمعت صوتاً غريباً

Büromda bir şey duydum.
لقد سمعت صوتاً من مكتبي

Bay Lindbergh, o gece mezarlıkta bir ses duyduğunuzu söylediniz.
سيّد (ليندبرغ)، قلت بأنّك سمعت صوتاً بالمقبرة تلك الليلة.

"Durumun iyileşiyor." diye, bir ses duymuş.
قالت أنها سمعت صوتاً يقول "حالتك تتحسن."

Son seferinde, anneme ait olmayan bir ses duymuştum "Günaydın, Kolomb," diye fısıldamıştı.
للمرة الأخيرة، سمعت صوتاً لم يكن صوت أمي (يهمس،" صباحالخير(كولومبوس"

Buradan bir ses geldiğini duydum ve uyanık olduğunu düşündüm.
لقد سمعت صوتاً هنا وإعتقدت أنك مستيقظ