| Onu telsizden duyduk efendi. Lütfen bu tehdidi ciddiye alın. | Open Subtitles | نحن سمعناه على اللاسلكي أرجوك خذ هذا التهديد على محمل الجد |
| Aradığını duyduk ama bize telefonu açmamamızı söylediler. | Open Subtitles | لقد سمعناه يرن ولكنهم أخبرونا أن لا نجيب على الهاتف |
| - En azından öyle duyduk. | Open Subtitles | على الأقل هذا ما سمعناه نحن سمعنا عن الشرق |
| duyduğumuza göre size eşinizin olmadığı gecelerde yardım ediyormuş. | Open Subtitles | حسناً، ما سمعناه أنّها كانت تساعد في الليالي التي لا توجد بها زوجتك بالبيت |
| Duyduğumuz ve düşündüğümüz once şeyden sonra seni hafife almışız. | Open Subtitles | بعد كُل شيء سمعناه عنك فلا نزال نقلل من شأنك |
| Bu gün duyduklarımız çok korkutucuydu, sadece olanlardan ötürü değil, olabileceklerden ötürü de. | Open Subtitles | ما سمعناه اليوم كان مخيفاً ليس فقط بسبب ما حدث ولكن بسبب ما كان يمكن أن يحدث |
| - Biz öyle duymadık ama. | Open Subtitles | بالإختلاط الاجتماعي محدودة نوعا ما حسنا,هذا ليس ما سمعناه |
| duyduklarımızı değerlendirecek olursak oldukça tehlikeli bir adamla karşı karşıya olduğumuzu söyleyebilirim. | Open Subtitles | لابد من القول ,من خلال ما سمعناه اننا نتعامل مع شخص خطير جدا. |
| Üzgünüm, biz ayrılmakta olduğunuzu duyduk. | Open Subtitles | سمعنا أنكما منفصلان، أليس كذلك ؟ أجل، هذا ما سمعناه |
| Bunusenduymusolabilirsin,Aria , ama geri kalanimiz Ezra'nin bizi dairesinden kovusunu duyduk. | Open Subtitles | 'ربما هذا ماتريدين ان تسمعيه يا اريا ولكن بقيتنا' سمعناه يطردنا خارج الشقه. |
| Burada TED'de de son iki gün içinde duyduk. | TED | لقد سمعناه على مدى اليومين الماضيين هنا في TED. |
| Senin hatan değil. Biz itiraf ettiğini duyduk. | Open Subtitles | ماكنتش غلطتك احنا سمعناه بيعترف |
| Bu haberi, uçuş okulundaki bir arkadaşından duyduk. | Open Subtitles | هذا ما سمعناه من شخص ما طار معه |
| duyduğumuza göre Lincoln'ün çektiği bir dizide oynamış. | Open Subtitles | من كل شئ قد سمعناه كانت تمثل في ذلك الدور عندما أصيب لينكولن |
| Son duyduğumuza göre, bölüğünüz ağır ateş altındaydı. | Open Subtitles | اخر ما سمعناه ان وحدتك كانت تتلقى نيرانا كثيفه |
| Bu konferansta Duyduğumuz çoğu şey bireysel tecrübeler ve kişisel tecrübelerle ilgili. | TED | يتعلق الكثير مما سمعناه في هذا المؤتمر بتجارب فردية وشخصية. |
| - Nehirde Duyduğumuz çığlık. - Evet, o olmalı. | Open Subtitles | ذلك الصياح سمعناه من النهر نعم ممكن ان يكون هو |
| Eğer duyduklarımız doğruysa, | Open Subtitles | حسناً لو كان ما سمعناه حقيقياً |
| Biz öyle duymadık, artık senin için çalışmıyoruz. Diaz bir ilahtı. | Open Subtitles | ليس هذا ما سمعناه ثم أننا لا نعمل عندك و(دياز) كان قديساً بالنسبة لنا |
| duyduklarımızı tam olarak anlamadan aktarmak, paniğe yol açacaktır. | Open Subtitles | نقل ما سمعناه بدون فهمه بالكامل سيسبب ذعراً |
| Baltimore? Bilmemizi sağlaması iyi. Son duyduğumuzda, İsviçre'deydi. | Open Subtitles | شكرا , جعلنا نعلم مكانه آخر ما سمعناه أنه كان بسويسرا |
| Çünkü kesintiden sonra bazı şeyler duymuştuk. | Open Subtitles | بسبب ما سمعناه على الراديو قبل انقطاع الكهرباء |
| Kısa bir süre için bugün dinlediğimiz bir projeye odaklanmanızı istiyorum. | Open Subtitles | لكنني أريد أن أركز علي مشروع معين سمعناه اليوم. |
| duyduklarımıza inansak iyi olur. | Open Subtitles | من الأفضل ان نصدق ما سمعناه للتو |
| Videoda duyduğumuzdan farklı bir ses. | Open Subtitles | صوت مختلف من الذي سمعناه من الفيديو |