| Ondan Sadece bir tane vardı. | Open Subtitles | لم يكن لدي سوى واحدة من تلك التي رميتها. |
| Sadece bir tane kalmıştı. | Open Subtitles | لا تنقصني سوى واحدة فقط. |
| Sadece bir tane görüyorum! | Open Subtitles | لا أرى سوى واحدة |
| Sadece bir tane yazdım. | Open Subtitles | لم أكتب سوى واحدة |
| Eğer böbrek kanserine yakalanırsan, yalnızca bir tane böbreğin var. | Open Subtitles | إن أصابك سرطان الكلية فليس لديك سوى واحدة |
| Ama Sadece bir tane almışsın. | Open Subtitles | لكن لم تحضري سوى واحدة. |
| Sadece bir tane kaldı. | Open Subtitles | لم يتبقى سوى واحدة. |
| Sadece bir tane kalmış. | Open Subtitles | لم يتبق لي سوى واحدة |
| Bunlardan daha önce Sadece bir tane görmüştüm. | Open Subtitles | لم أرى سوى واحدة فقط من قبل |
| Asla sekiz eli olan bir kadına karşı gelme hele ki senin yalnızca bir elin varken. | Open Subtitles | لا تواجه امرأة تملك ثمانية أيدٍ أبداً لا سيّما وأنتَ لا تملك سوى واحدة |
| Onlar benim bir sürü süper gücümden yalnızca bir tanesi. | Open Subtitles | -هذه سوى واحدة من قواي الخارقة المتعددة . |