| Sana söylemiştim, kız arkadaşın olduğu zaman günde en az üç kere yürüyüşe çıkarmak zorundasın. | Open Subtitles | حسناً, لقد أخبرتك عندما تحصل على صديقة حميمة سيتوجّب عليك أن تخرج معها على الأقل ثلاث مرات يومياً |
| Onları burada ayıramazsan, adamı cesetle birlikte götürmek zorundasın. | Open Subtitles | لن تكون قادر على إخراجها هنا لذا سيتوجّب عليك أن تأخذه مع الجثمان |
| O zaman bu endişeleri kendine saklamak zorundasın. | Open Subtitles | إذن سيتوجّب عليك أن تبقي القلق لنفسك. |
| Bırakmak zorundasın. | Open Subtitles | سيتوجّب عليك أن تقلع |
| Sıranı beklemek zorundasın. | Open Subtitles | حسنا ، سيتوجّب عليك أن تنتظر |