| Sigan'ı yenebilmek için bildiğin sihirli sözlerin ötesinde bir şeylere ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | (حتى تقهر، (سيجان ستحتاج الى تعويذة أكثر قوة من أي شيئ تعرفه |
| Sigan onlarca dil biliyordu. | Open Subtitles | سيجان) كان بأمكانه معرفة) العديد من اللغات |
| Camelot'ta büyümedin ama zamanında burada yaşayanlar için Cornelius Sigan, kâbus gibiydi. | Open Subtitles | "أنت لم تترعرع في، " كاميلوت ولكن بالنسبة لمن ترعرع هنا (كورنيليوس سيجان) كان أحد شخصيات الكوابيس |
| 1960'ta Carl Sagan'ın doktora tezi Venüs'teki kontrolsüz sera etkisinin ilk kez hesaplanmasını kapsıyordu. | Open Subtitles | في عام 1960 إحتوت أطروحة دكتوراة كارل سيجان على الحساب الأول لتأثير الإحتباس الحراري الخاطف على الزهرة. |
| 1980 yılında yayımlanan ilk Cosmos dizisinde Carl Sagan bizi şöyle uyarmıştı: | Open Subtitles | في السلسلة الأصلية لبرنامج الكون عام 1980 حذَّرَ كارل سيجان |
| Miss Saigon'dan beri diyecektim. | Open Subtitles | كنت سأقول عندما كنت (مع الآنسة (سيجان |
| Bu yüzüğün üzerindeki nişanlar Cornelius Sigan'a ait. | Open Subtitles | النقوش على هذا الخاتم (تعود الى، (كورنيليوس سيجان |
| Eski inanışlara göre Sigan, kuzgun anlamına geliyor. | Open Subtitles | في المعتقدات القديمة "الاسم، (سيجان) يعني" الغراب |
| Anlatılanlara göre Sigan, Camelot'u lanetlemiş. | Open Subtitles | طبقاً للحكاية "سيجان) قام بلعنة " كاميلوت) |
| Çünkü o bir mücevher değil. O, Cornelius Sigan'ın ruhu. | Open Subtitles | هذا لانها ليست جوهرة (انها روح، (كورنيليوس سيجان |
| Mücevheri çalmaya çalıştı ama o bir mücevher değildi o eski bir büyücünün ruhuydu, Sigan'ın. | Open Subtitles | حاول سرقة الجوهرة ولكنها لم تكن جوهرة (كانت روح لساحر قديم، (سيجان |
| - Sizi uyarmıştım majesteleri. Sigan olamaz. | Open Subtitles | أنه ما حذرتك منه مولاي - (هذا لا يمكن أن يكون، (سيجان - |
| Merlin, Sigan senden kat kat daha güçlü. | Open Subtitles | (ميرلين)، قوة (سيجان) تتعدي بكثير حدود قوتك |
| Ama Sigan ölümsüz sense değilsin. Karşısına çıkarsan, seni yok eder. | Open Subtitles | و لكن (سيجان) لايموت و أذا واجهته سيدمرك |
| Cornelius Sigan'ın kazanmasına göz yumamazsın. Sen kötü biri değilsin. | Open Subtitles | (لايمكنك ترك، (كورنيليوس سيجان أن يفوز، أنت لست شرير |
| O gün Carl Sagan'la tanışmıştım. | Open Subtitles | كان اليوم الذي قابلت فيه كارل سيجان |
| Carl Sagan, Voyager'ın görevinin sonsuzluğa ulaşacak bir şeyler için iki kişilik üctresiz bilet sunduğunu fark etti. | Open Subtitles | لمليار سنة. أدركَ "كارل سيجان" أن مهمة "فوياجر" قدمت تذكرتان مجانيتان لشيء يقتربُ من الخلود |
| Carl Sagan Voyager'ın görüntüleme Ekibinin üyesiydi ve Voyager'ın son bir fotoğraf çekmesi onun fikriydi. | Open Subtitles | كان "كارل سيجان" عضواً في فريق "فوياجر" للتصوير و كانت فكرته أن تلتقط "فوياجر" صورة أخيرة قبل جيل |
| O zamanlar, bir de kitap yazmakta olan Carl Sagan'ın da yardımıyla... | Open Subtitles | فساعدوا بذلك (كارل سيجان) الذي "كان يكتب روايته " الإتصال |
| Astrobiyologlar, Carl Sagan'dan beri Titan'ın hidrokarbon göllerinde yaşamın var olup olmayacağını merak etti. | Open Subtitles | و قد تسائل عُلما أحياء الفضاء (كما تسائل (كارل سيجان ما إذا كانت الحياة تسبح في بحيرات تيتان الكربونية. |
| - Hala öyleyim. - Miss Saigon'a bayılırım. | Open Subtitles | مازلت كذلك - (أنا أعشق الآنسة (سيجان - |