| - Çayınız için hemen sıcak su getirecekler. | Open Subtitles | سيجلبون الماء الساخن من أجل الشاي حالاً. -شكراً | 
| Bir gün çocuk da getirecekler. | Open Subtitles | و يوم واحد، سيجلبون أطفال أيضاً | 
| Sana yiyecek bir şeyler getirecekler, tamam mı? | Open Subtitles | سيجلبون لك شيئا تأكليه، اتفقنا؟ | 
| Aslında onların yerine Orlando'dan vinç getiriyorlar bu yüzden öğlen işe döneceğim. | Open Subtitles | حقيقة , سيجلبون رافعاتٍ بديلة من أورلاندو لذا سأعود للعمل عند الظهيرة | 
| Yalnız hissetmenizi istemiyorlar, okumanız için kitap getiriyorlar. | TED | لن يدعوك تشعر بالوحدة سيجلبون لك كتبًا لتقرأها. | 
| Şans getireceklerini söylemiştin. Bu mu şans? | Open Subtitles | قلتُ أنهم سيجلبون الحظ الجيد, كل شيء جيد إلا هذا الخطأ | 
| Yarın gelmeyi dört gözle bekliyorlar, belki, küçük bir hediye getirirler size. | Open Subtitles | إنهم يتطلعون لزيارتك في الغد، ولعلهم سيجلبون معهم مفاجأةً صغيرةً لك. | 
| Acaba sonra bize battaniye getirecekler midir? | Open Subtitles | أتحسبهم سيجلبون لنا بطانيات لاحقاً ؟ | 
| Şimdi kendi adamlarını getirecekler. | Open Subtitles | سيجلبون أبناء جنسهم. | 
| Onları severdin, Deianeira. Buralara yeniden neşe getirecekler. | Open Subtitles | ،(ستحبينهم يا (دنيريا سيجلبون المرح مجدداً للتلال | 
| Kadınlar getirecekler. | Open Subtitles | سيجلبون النساء معهم. | 
| Oradaki garnizondan, askerleri ve onlara emir verenleri getirecekler. | Open Subtitles | سيجلبون معهم من الحامية | 
| Kameralarını da yanlarında getirecekler. | Open Subtitles | سيجلبون الكاميرا تحت الماء. | 
| Sana yiyecek bir şeyler getirecekler, tamam mı? | Open Subtitles | 315)}سيجلبون لك شيئا تأكليه، اتفقنا؟ | 
| Bu fazlalıkları alması için cellâdı getiriyorlar demek oluyor. | Open Subtitles | المعنى , أنهم سيجلبون الرجل المختص لتخفيض الفائض | 
| Çay çadırı hazır. Ambardan masa ve sandalye getiriyorlar. | Open Subtitles | الخيمة جاهزة لتناول الشاي . سيجلبون الطاولات والكراسي من الحضيرة | 
| Bana hediyeler, mücevherler ve çiçekler getiriyorlar ve mesela bir tanesi bir keresinde şampanya odasında ağlamaya başladı çünkü beni annesiyle tanıştırmak istiyordu. | Open Subtitles | مثل، سيجلبون إليك الهدايا والمجوهرات والزهور واحد الرجال بدأ بالبكاء في غرفة الشامبنيا لأنه ارادني أن اقابل أمه | 
| Sokaktakiler bana yüzlerce getiriyorlar. | Open Subtitles | سيجلبون لي المئات منها | 
| Ailene şeref getiriyorlar. | Open Subtitles | سيجلبون الشرف إلى عائلتك | 
| Bize su getireceklerini düşünüyor musunuz? | Open Subtitles | . كنت أعتقد أنهم سيجلبون لنا الماء | 
| Parayı getireceklerini söylediler işte. | Open Subtitles | أخبرونا أنّهم سيجلبون لنا المال. | 
| Her birini niçin buraya getirirler? | Open Subtitles | لماذا سيجلبون أي أحد إلى هنا ؟ |