| Yoksa topuklarımla boğulacak bir silah kaçakçısı tanıyorum. | Open Subtitles | أو أنا أعرف تاجر أسلحة الذي سيختنق بكعب حذائي |
| Ya boğulacak ya da şeker hastası olacak. | Open Subtitles | سماحك له بأكل هذه الأشياء إمّا أنّه سيختنق أو سيصاب بالسُكّري. |
| Ciğerleri mükemmel çalışıyor olsa da boğulacak. -İyi misin? | Open Subtitles | سيختنق و رئتاه بخير حال هل أنت بخير؟ |
| Yapma tatlım, boğulur. | Open Subtitles | لا تعطيه يا عزيزي سيختنق من إثرها |
| - Minibüsün motoru karbondioksitten boğulur. | Open Subtitles | سيختنق محرك السيارة بثاني أكسيد الكربون |
| Sızıntı miktarı artarsa kalp boğulabilir. | Open Subtitles | لو تراكمت السوائل، سيختنق القلب |
| Arabanın içinde gaz var. boğulacak. Doktor! | Open Subtitles | هنالك غاز داخل السيارة سيختنق دكتور |
| Kim benim ismimi kullanarak yalan söylerse, o yalancı dili ile boğulacak ve o zehirli sözleri ona ihanet edecek. | Open Subtitles | "وذاك من يكذب باسمي سيختنق بلسانه الكذّاب وكلماته السامة ستفضحه." |
| Ama çabuk hareket etmemiz gerek yoksa havasızlıktan boğulacak. | Open Subtitles | ولكن... علينا أن نتصرف بسرعة وإلا سيختنق |
| Bir dakikamız yok. Yen boğulacak. | Open Subtitles | ليس لدينا وقت ، ين سيختنق |
| boğulacak! Doktor! | Open Subtitles | سيختنق دكتور |
| boğulacak. | Open Subtitles | سيختنق |
| - İçerideki herkes boğulur. | Open Subtitles | كل من بالداخل سيختنق |
| İçindeki düdük yüzünden boğulabilir. | Open Subtitles | بالطبع سيختنق من الصرصرة |