| İnsanların bizi öğrenmesi onu mahvederdi. | Open Subtitles | كان سيدمره إذا علم الناس بشأننا |
| Onu mahvederdi. | Open Subtitles | كان سيدمره ذلك |
| Savaş atının sertleştirilmesi gerekir. Şımarmak, onu mahveder. | Open Subtitles | حصان الحرب يحتاج أن يصلب , التدليل سيدمره |
| Batırırsam, bu onu mahveder, | Open Subtitles | و اذا أفسدت هذا الأمر فهذا سيدمره |
| Klaus erinde gecinde onu yok edecek. | Open Subtitles | (كلاوس) سيدمره بطريقة أو بأخرى. |
| Sebebini bilmiyorum, aşk ya da başka bir şey yüzünden mi bilmiyorum ama Francis sandığımızdan daha güçlü değilse bu onu mahvedecek. | Open Subtitles | لا أعلم لماذا. لا أعلم إن كان الدافع هو الحب أو شيئا آخر، لكن... هذا سيدمره إلا إذا كان شخصا أقوى مما اعتقدنا. |
| Söylersem ve o da kalırsa, bu onu mahveder. | Open Subtitles | ولو أخبرته وبقي، لمَ... سيدمره ذلك. |
| Sanırım bu onu mahveder. | Open Subtitles | "سيدمره ذلك, أعتقد. |
| onu mahveder. | Open Subtitles | فهذا سيدمره |
| Asıl onları yok edecek, Corey. Neden bunu anlamıyorsun? | Open Subtitles | أنه سيدمره يا (كوري) لم لا ترى هذا ؟ |
| - Bu yüzden ilk onları yok edecek. | Open Subtitles | -هذا ما سيدمره أولاً |
| - Bu şey onu yok edecek mi? | Open Subtitles | هل سيدمره هذا؟ |
| Tanrım. Bu onu mahvedecek. | Open Subtitles | ياربى هذا سيدمره |