| Hepimiz gidelim. Kendimi yeniden genç hissederim! | Open Subtitles | دعونا نذهب جميعاً الى الصيد فهذا سيشعرني مجددا بالشباب |
| İyi hissederim. Tam bir çift oluruz. | Open Subtitles | في الحقيقة, سيشعرني بذلك, سيجعلنا ذلك زوجان متطابقان |
| Kendimi iyi hissederim sanmıştım ama bir tuhaf oldum. | Open Subtitles | اعتقدت أن هذا سيشعرني بتحسن لكنه كان فظيع. |
| Bu beni daha iyi hissettirirdi. | Open Subtitles | .إنني متأكدة بأن ذلك سيشعرني بالراحة |
| Evet, hissettirirdi. | Open Subtitles | نعم، كان سيشعرني بتحسن |
| Neden bunu beni daha hissettireceğini düşündün ki? | Open Subtitles | لم تظن بحق الجحيم أن ذلك سيشعرني بأي تحسن؟ |
| Bir sebepten dolayı, bunun daha iyi hissettireceğini sandım. | Open Subtitles | ظننت لسبب ما أن هذا سيشعرني بإحساس أفضل. |
| Korkuyorum. Sen olsan güvende hissederim. | Open Subtitles | أنا خائف , سيشعرني بأمان أكثر لو كنت معي هناك |
| O pislikleri öldürünce kendimi daha iyi hissederim zannetmiştim. | Open Subtitles | ظننة أن قتل هذين الغبيين سيشعرني بتحسن |
| Daha iyi hissederim öyle. | Open Subtitles | سيشعرني هذا بتحسن. |
| Evet, hissettirirdi. | Open Subtitles | نعم,سيشعرني بتحسن |
| Üniversitede ne kadar paraya ihtiyacım olacak diye sürekli strese giriyordum bu yüzden bunun beni iyi hissettireceğini düşündüm. | Open Subtitles | كنت أشعر بالتوتر حيال المبلغ الذي سأحتاجه للجامعة لذلك فكرت أن هذا سيشعرني بالتحسن |
| Bu da annemin şehre gelmesinin beni iyi hissettireceğini düşünmen kadar saçma sapan bir düşünce. | Open Subtitles | هل هذا الرأي منبعه نفس مستوى التوهّم الذي جعلك تظنّ مجيء أمي للمدينة سيشعرني بالتحسّن؟ |