| Ondan kurtulmanın tek yolu bu. Seninle ilgilenecekler. | Open Subtitles | إنها الوسيلة الوحيدة للخروج من الأزمة، هم سيعتنون بكِ |
| Gizli Servis'le yedide lobide buluş. Seninle ilgilenecekler. | Open Subtitles | قابل الجهاز الامنى فى الردهه رقم سبعه و هم سيعتنون بك |
| Sessiz olursak, her şeyin çaresine bakacaklar. | Open Subtitles | انظري ، لو التزمنا الصمت سيعتنون بكل شيء فقط اعتبري هذا .. |
| - Sen orasını düşünme. Burada seninle ilgilenecek iyi doktorlar var. | Open Subtitles | لا عليك، لديك أطبّاء بارعون سيعتنون بك جيّداً |
| Şurada sizinle ilgilenirler. | Open Subtitles | سيعتنون بكَ هناك سيعتنون بكَ هناك |
| Ama eğer bu şüpheli tehditi aklınızdan çıkaramayıp ısrar ederseniz biz eyalet polisine haber veririz icabına onlar bakarlar. | Open Subtitles | ولكن لو كنتَ مصراً، إعمل في حسابكَ ..إعتبار التهديد نحنُ سنُعلم شرطة المحافظة .وهم سيعتنون بالأمر |
| Bu ikisi onlara göz kulak olmaya gidiyor. Onlara ayak bağı olma. | Open Subtitles | هؤلاء مربيـات فتيات سيعتنون بـك لاذا لا تجعلهم يغضبون منك |
| Artık ona ihtiyaçları kalmadığında kendileri icabına bakacaklardır. | Open Subtitles | بما أنه لا فائدة منه سيعتنون بذلك بأنفسهم |
| Burada kalırsam benimle ilgileneceklerini düşünüyorum. | Open Subtitles | ينبغي لي أن أعتقد أني لو بقيتُ هنا سيعتنون بي |
| Yani, onunla güzel ilgilenecekler? | Open Subtitles | أعني , بأنهم .. بأنهم سيعتنون بها جيداً ؟ |
| Bölgede orman koruma memurları var seninle hemen ilgilenecekler. | Open Subtitles | لدينا ضباط من الشرطة في المنطقة و سيعتنون بك في أقرب وقت ممكن حسنا |
| Seninle ilgilenecekler, bunu bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | اريدك ان تعرفي انهم سيعتنون بكِ. |
| Geri dönemezsem bile, ikinizle ilgilenecekler. | Open Subtitles | في حال عدم عودتي ,هم سيعتنون بكما |
| - Japon balığını bir günden fazla yaşatamıyorlar sardunyalara nasıl bakacaklar? | Open Subtitles | .. لا يمكنهم الحفاظ على حياة سمكة ذهبية لأكثر من يوم .. فما الذي يجعلكِ تعتقدين أنهم سيعتنون بالنباتات بشكل أفضل؟ |
| Burada sana daha iyi bakacaklar. | Open Subtitles | سيعتنون بكِ بشكل أفضل. |
| Onlar çocuğa bakacaklar. | Open Subtitles | إنهم سيعتنون بالولد |
| En azından şöyle düşün burada bebekle ilgilenecek bir sürü insan var. | Open Subtitles | انظري، علي الاقل، يوجد هنا العديد من الاناس الذين سيعتنون بالطفل. |
| Bu konuda endiselenmene gerek yok. Annem ve babam ilgilenecek. | Open Subtitles | لا تقلق بشأن هذا والدتك و الدكَ سيعتنون بالأمر. |
| Karşı dairede sizinle ilgilenirler. | Open Subtitles | سيعتنون بكم فى المنزل المقابل |
| Onlar benimle ilgilenirler. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال سيعتنون بي. |
| Orada ona iyi bakarlar. | Open Subtitles | سيعتنون بها جيدا |
| Diğer rahipler rahibelere göz kulak olacak. | Open Subtitles | الكهنة الآخرون سيعتنون ببقية الأخوات |
| Bir dümen çevirmediğin sürece ona iyi bakacaklardır. | Open Subtitles | سيعتنون بها جيداً طالما كنت متعاون معنا |
| Bu işi yaparsa ailelerimizle ilgileneceklerini söyledi. | Open Subtitles | وإذا فعل ذلك سوف والدينا سيعتنون به |
| Sosyal Hizmetler bakar ona. Daha iyi yaşar. | Open Subtitles | الناس الخيرة سيعتنون بها إنها ستكون بأفضل حال |