"سَقطتُ" - Traduction Arabe en Turc

• düştüm
• düşürdüm
• düşürmüştüm

İçine düştüm, ve dışarı çıkamadım.
سَقطتُ في، وأنا لا أَستطيعُ أَنْ أَخْرجَ.

Desene Bangkok'un en zevksiz katillerinin eline düştüm.
أعتقد سَقطتُ في أيدي الأكثر إنعداماً للطعم قتلة في بانكوك

Aslında az önce bir köprüden aşağı düştüm yani şu anda temiz bir bez fena olmazdı.
في الحقيقة أنا فقط سَقطتُ جسر لذا أنا يُمْكِنُ أَنْ أَستعملَ حفّاظة أطفال جديد الآن.

Sadece burası var "Bayan Hustwick'in elbisesinin altına bakmak için kalemi düşürdüm..."
فقط هنا بين "سَقطتُ a قلم رصاص للنَظْر فوق لباسِ السّيدةِ Hustwick، "

Bir yıl, önünde bal kabağı tartını düşürmüştüm de gülmüştük ya.
تذكّرْ السَنَةَ سَقطتُ ذلك الوتدِّ الكبيرِ لفطيرةِ القرعةِ أمامها، وكلنا ضَحكنَا؟

Geçen hafta döşemeler çöktü, düştüm.
سَقطتُ من خلال الأرض الأسبوع الماضي،

düştüm herhalde.
أنا لا بدَّ وأنْ سَقطتُ أَو شيءُ.

düştüm ve ağaçlık bir alana indim.
ولقد سَقطتُ في منطقة ملئية بالاشجار

düştüm, tıpkı senin gibi.
سَقطتُ هنا ,مثلك.

Bana kimse vurmadı, kendim düştüm.
لا أحد ضَربَني. لقد سَقطتُ

Tavandan düştüm.
سَقطتُ مِنْ السقفِ.

Duşta kayıp düştüm.
لقد سَقطتُ في الحمام

- Gökyüzünden düştüm.
- سَقطتُ مِنْ السماءِ!

Sonra da düştüm...
وبعد ذلك سَقطتُ...

Çok sert düştüm!
سَقطتُ بشدّة.

Masanın altına düşürdüm.
سَقطتُ تحت المنضدةِ.

Çeyreklik düşürdüm.
Uh، أنا، سَقطتُ a رُبْع.

Kucağıma kalem düşürmüştüm, apış kısmında mürekkep lekesi kalmıştı.
سَقطتُ a قلم في حضنِي، وهو تَركَ لطخة حبرِ على المنشعبِ.