Takımda yerel bir oyuncu olduğuna dair bir söylentiler var. | Open Subtitles | هناك شائعات تقول أن هناك لاعب هندي في الفريق كذلك |
Bütün operasyon esnasında birinin öldüğüne dair söylentiler bile var. | Open Subtitles | هناك شائعات تقول بأنهناك شخصاً لقى مصرعه أثناء العملية |
Hayatta kaldığına dair söylentiler dolaşıyormuş başına ödül koyan, babasının düşmanlarından saklanıyormuş. | Open Subtitles | كان هنالك شائعات تقول بأنها نجت وكانت تختبأ من أعداء أبيها الذين وضعوا سعر لمن يجلب رأسها |
Chil-kak Grup'un siyasi para akladığını yönünde söylentiler vardı. | Open Subtitles | "هناك شائعات تقول بأن مجموعتنا "تشيل كاك تقوم بغسيل أموال للسياسين |
Harbor Point Nükleer Tesisinde yurtiçi bir terör saldırısının engellendiğine dair söylentiler var. | Open Subtitles | ثمة شائعات تقول أنه كان هناك مؤامرة إرهابية محلية أُحبطت في محطة "هاربور" النووية |
Berg bu kadar kötü değildir, ama sosyal demokrat olduğu yolunda söylentiler var. | Open Subtitles | (بيرج) ليس سيئاً للغاية، لكن هناك شائعات تقول أنه "ديمقراطي إجتماعي" |