| Ona boş bir oda bul Haleh Endokardit için biri onu muayene etsin. | Open Subtitles | هاليه , ابحثي عن غرفة شاغرة واطلبي شخصا اخر ليجري لها فحوصا داخلية |
| Hey, bunu için teşekkür ederim, ama yandaki odanın neden boş olduğunu anladım. | Open Subtitles | شكراً لك من أجل كل هذا ولكنني عرفت سبب أن الشقة المجاورة شاغرة |
| Yandaki daire boş ama koridorun sonundaki adam bir şey duymadığını söylüyor. | Open Subtitles | الشقة المجاورة شاغرة لكن الرجل المتواجد بالقاعة قائلًا أنه لم يسمع شيئاً |
| Dinle. Bana teklif ettiğin iş. Halen müsait olduğunu söyle. | Open Subtitles | تِلك الوظيفة التي عرضتِها علي اخبريني، هل ما زالت شاغرة ؟ |
| Burası Güney Merkez tekel bayiileri, fast food boş arsalar. | TED | هذه هي منطقة ساوث سنترال متاجر خمور، وجبات سريعة، مناطق شاغرة. |
| Başka boş koltuklar da vardı ama özellikle gelip hemen yanına oturdu. | Open Subtitles | ،كانت هناك مقاعد أخرى شاغرة ولكنه تعمّد الجلوس بجانبها |
| - boş bir terminal olunca hayır. | Open Subtitles | حَسناً لَيسَ عندما أكون هناك محطة نهائية شاغرة |
| Tavan arasında kalabileceğin boş bir oda var. | Open Subtitles | لدينا غرفة علوية شاغرة تستطيعين المكوث فيها |
| Personel dikkat. Yedinci bölümde boş bir pozisyon. | Open Subtitles | أخبر شؤون الموظفين بأن لدينا وظيفة شاغرة في الدور السابع |
| boş pozisyonunuz var mı diye merek ettim. | Open Subtitles | كنتُ أتسائل إن كانت هُناك أيّ مناصب شاغرة في الوقت الحاضر؟ |
| Önemli değil. Sizin gibi beyefendiler için her zaman boş odamız vardır. | Open Subtitles | لا بأس ، لدينا دائما غرفا شاغرة للرجال المحترمين أمثالك |
| Masalar boş. Tut onları. Bir dakikaya dönerim. | Open Subtitles | الطاولة شاغرة ، إحجزها لنا سأعود بعد قليل |
| - boş yer var, size göstereyim. | Open Subtitles | يوجد مقاعد شاغرة بالأمام . سأريك لا , لا أريد ذلك , شكراً |
| İşin güzel yanı da bu. Orada kimse yaşamıyor. Daire boş. | Open Subtitles | هذا أجمل ما في الأمر, لا أحد يعيش هناك إنها شاغرة, بإمكانك أن تمشي فيها |
| Bu bina dışında bu bölgeler genelde boş. | Open Subtitles | شاغرة المنطقة الجميلة، ماعدا هذه البناية هنا. |
| Çamaşırhane'de boş makinalar Sade turlarından bile az geliyordu. | Open Subtitles | في المغاسل نادراً ما نعثر على غسّالة شاغرة |
| Bu odanın boş olması gerekiyordu. Kimin hastası bu? | Open Subtitles | من المفترض أن تكون هذه الغرفة شاغرة لمن هذا المريض ؟ |
| Şu anda sadece bir tane müsait masa var ama eğer beklerseniz birkaç dakika içerisinde başka bir masa boşalacak. | Open Subtitles | لدي طاولة شاغرة الآن لو لم تمانعوا الإنتظار ستكون جاهزة بعد دقائق |
| Ben... seni zorlamak istemiyorum, ama ana rollerden bazıları hâlâ açık. | Open Subtitles | لا أقصد دفعك لذلك، ولكن بعض الأدوار الرئيسية لا تزال شاغرة |
| Dün gece mezarının oradan geçtim ve mezarı boştu. | Open Subtitles | أنا مررت بقبره ليلة أمس وعنده مناصب شاغرة |
| Bahriye Nezareti'ndeki baş askeri hukuk müşavirliği makamı boşalmış. | Open Subtitles | مكتب محامي الملكي في محكمة الحاكم أصبح شاغرة |
| - Bir ameliyathane boşalıyor. | Open Subtitles | أعرف, أعرف هناك غرفه عمليات شاغرة الان |
| Sanırım yakında eleman açığı olacak. | Open Subtitles | أظن بأن هنالك وظائف شاغرة مُقبلة |
| Maalesef şu anda eleman açığımız yok. | Open Subtitles | لسوء الحظ ، ليست لدينا أى وظائف شاغرة الآن |