| Onun gibi açgözlü insanlar, çevresindeki insanların da açgözlü olduğuna inanırlar. | Open Subtitles | الرجال الجشعين على شاكلته يعتقدون أن كل من حولهم جشعين أيضًا |
| Onun gibi açgözlü insanlar, çevresindeki insanların da açgözlü olduğuna inanırlar. | Open Subtitles | الرجال الجشعين على شاكلته يعتقدون أن كل من حولهم جشعين أيضًا |
| Hayaletlerden de korkmayın, onların hepsi bunun gibi aptalların tasvirlerinde gizlidir ve sizi korkutmak için kullanılmaktadır. | Open Subtitles | لا تخافوا أشباحه إنها لا شيئ سوى كوابيس حماقته هو ومن على شاكلته التي تبقيكم في أماكنكم |
| Bence Bay Dayal gibi bir bakan gereksiz biri. | Open Subtitles | أشعر أن الوزراء الذين على شاكلته عديمي الفائدة |
| Onun gibi insanların burada çalışmasına izin verildiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق بأن أناس من شاكلته مسموح لهم بالعمل هنا |
| Benim sorunum Onun gibi doktorlar. | Open Subtitles | الأطبّاء الذين على شاكلته هم المُشكلة |
| Aynı benim gibi. | Open Subtitles | وانا على شاكلته. |
| Bizimle geliyorsun, Beyaz. Sen, Onun gibi değilsin. | Open Subtitles | يجب أن تأتي معنا يا(أبيض)، إنك لست على شاكلته |
| Kendi gibi biri olman için. | Open Subtitles | رجلاً على نفس شاكلته. |
| Dışarıda Onun gibi başkaları da var. | Open Subtitles | هناك آخرون طلقاء على شاكلته. |
| Whele Hanesi, Lord Riesen'in göstermeye çalıştığı gibi büyük kötü kurt değildir. | Open Subtitles | حسناً ، عائلة ( ويل ) ليست الذئب الكبير السئ (الذى يحاول اللورد ( رايسين ان يظهرنا على شاكلته |
| -Yani Onun dışında. Onu öldürürsek, Onun ısırdığı ya da yarattığı her şey de ölecek. | Open Subtitles | من أجل هذا فنحن نقتل كل من كان على شاكلته أو ساعده |
| Onun imajı olan ilgilendiği genç bir kaptan, emsalsiz bir savaşçı olarak onu eğitmişti. | Open Subtitles | قبطان شاب تم إعداده على شاكلته وتدرّب ليغدوا مقاتلاً منقطع النظير |