| Merak edilecek bir şey yok, Janey'nin yanında yetişkin biri var dedi. | Open Subtitles | لقد ذهبوا بالقارب لقد قال إذا اتصلت لاتقلق انها مع شخص بالغ |
| O yetişkin biri ve kendini koruyabilir. | Open Subtitles | إنّهُ شخص بالغ يُمكنه الإعتناء بنفسه ، صحيح؟ |
| Evet. bir yetişkin kafa bulmak istiyorsa hangi maddeyi kullandığı, neden başkalarını ilgilendiriyor? | Open Subtitles | شخص بالغ يريد إضاعة نفسه ما همّ أيّ شخص بما يتعاطاه من مواد؟ |
| Bu yüzden, onlara bir göz attım ve siz de bakarsanız bunun bir yetişkin tarafından imzalanmadığı apaçık ortada. | Open Subtitles | فألقيت نظرة عليهم واذا ألقيت أنت نظرة من الواضح أن هذه الاستمارة لم يتم توقيعها من قبل شخص بالغ |
| Belki de bizi çocuk olduğumuz için ciddiye almamışlardır. bir yetişkinin ismini yazalım. | Open Subtitles | ربما لم يأخذنا على محمل الجد لأننا أطفال لنضع عليه اسم شخص بالغ |
| Kocaman adamım ben, kaldırabilirim. | Open Subtitles | كماتعلم فأنا شخص بالغ واستطيع تقبّلها |
| Ben Kolombiya Üniversitesi'nde üçüncü yılında olan bir yetişkinim sense sadece pantolunun ıslatan birisin. | Open Subtitles | أنا شخص بالغ في السنة الثالثة من كلية الحقوق في جامعة كولومبيا |
| Keşke hayatımda yetişkin bir birey olsaydı da böyle acil durumlarda yardımıma koşabilseydi. | Open Subtitles | لو كان لديّ شخص بالغ في حياتي يمكنه التصرّف في الأمور الطارئة كهذه |
| Sen bir yetişkinsin. Henry ise daha çocuk. Arada büyük bir fark var. | Open Subtitles | إنكِ شخص بالغ, و(هنري) طفل، هنالك اختلاف شاسع. |
| - yetişkin biri olmadan onu götüremezsin. - Buradaki tek yetişkin biziz amına koyayım. | Open Subtitles | لا يمكنك الذهاب بها بدون شخص بالغ - نحن البالغين الوحيدين هنا - |
| Yanında yetişkin biri olmadan onu götüremezsin. | Open Subtitles | لاتستطيع أخذها بدون شخص بالغ |
| Yanında yetişkin biri olmalı. | Open Subtitles | عليها أن تكون مع شخص بالغ |
| - Yanında yetişkin biri var. | Open Subtitles | ...انها مع شخص بالغ . |
| Mağdur, ailesinden bir yetişkin tarafından taciz edilen bir çocuk. | TED | وسأضيف بأن الضحية كانت طفلة تم تعنيفها من قبل شخص بالغ في العائلة. |
| Marshall bir yetişkin, bu yüzden eğer içimizden birisi bir şey kırarsa, biz ceza alıyoruz. | Open Subtitles | حسناً، مارشال شخص بالغ لذا عندما يكسر أحدنا شيئاً تقومين بمعاقبته |
| Annem her zaman ağaçlara yanımda bir yetişkin olmadan tırmanmamamı söylerdi fakat ben uçmak istiyordum. | Open Subtitles | أمي كانت تقول لي بأنه لا يجب علي أن أتسلق الأشجار بدون وجود شخص بالغ هناك ولكني فعلاً أردت أن أطير |
| Etrafıma bakınıp her an bir yerden bir yetişkinin gelip bu adamı durduracağını umut ettim. | TED | أذكر أنني كنت أنظر حولي، على أمل أنه في أي لحظة، سيأتي شخص بالغ ويوقف هذا الصبي عن حدّه. |
| Öğrendiğim şey ise babasının evi terk ettiği ve annesinin aileye bakmak için uzun mesailere kaldığıydı ve bu D ile ilgilenecek bir yetişkinin olmadığını da gösteriyordu. D, ayrıca okuldan eve döndüğünde küçük kardeşine bakma sorumluluğunu yüklenmişti. | TED | وما علمته هو أن والده كان قد ترك المنزل وكانت الأم تعمل لنوبات طويلة من أجل الإنفاق على الأسرة، مما لم يترك لـ (د) أي شخص بالغ للتواصل معه وقد كان مسؤولا عن رعاية أخيه الأصغر عند عودته من المدرسة. |
| Kocaman adamım ben, kaldırabilirim. | Open Subtitles | كماتعلم فأنا شخص بالغ واستطيع تقبّلها |
| Bir tanesi kaçırsam sorun olmaz. Kocaman adamım ben. | Open Subtitles | إذا فوا واحد فلا بأس أنا شخص بالغ |
| Ama ben bir çocuk değilim, tamamen yetişkinim. | Open Subtitles | حسنًا ، أنا لستُ طفلة أنا شخص بالغ تمامًا |
| Neden yetişkin bir olarak kıçını tekmelemeden... gidip bir kaç ot çeken genci enselemiyorsun | Open Subtitles | والان لما لا تذهب وتمسك بعض من مدخنين المراهقين قبل ان اعطيك ركله شخص بالغ على مؤخرتك |
| Sen de cümlelerinde sık sık parti kelimesi kullanana bir yetişkinsin. - Emma, beni dinle. | Open Subtitles | "و أنتَ شخص بالغ تستخدم كلمة "حفلة كفعل |
| Bir yetişkinden yardım istemelisin. | Open Subtitles | يجب أن تسألي شخص بالغ ليساعدك. |