| Ve ortada -- bunu araştırdığınızda, insanların bu aygıtlara saçlarını ve kıyafetlerini kaptırmalarının dehşet verici tasvirleri var. | TED | كما أن هناك . . إذا أجريت بحثاً عن هذا، ستجد أوصافاً مخيفة لأناسٍ علِقت شعورهم وملابسهم بهذه الأجهزة. |
| Erkekler saatlerini satacak, kızlar da saçlarını. | Open Subtitles | الأولاد سيبيعون ساعاتهم والبنات سيقطعون شعورهم |
| Ne zaman gözlerimi kapasam Lannister'ların sarı saçlarını ve kendini beğenmiş, hoşnut suratlarını görüyorum. | Open Subtitles | كل مرة أغلق بها عيني أرى شعورهم الشقراء إعتدادهم بأنفسهم وجوه راضية |
| Hem onların da duygularını dikkate almalıyız. | Open Subtitles | فعلى أي حال، يجب علينا أيضا مراعاة شعورهم |
| ...suçluluk duygularını saklamazlar, suçlular ise saklamaya çalışır. | Open Subtitles | حسنا, في هذه الحالات, الاباء البريئين لا يخفون شعورهم بالذنب |
| Parayla elma alabilirsin, onların hislerini anlıyorum, ama.... | Open Subtitles | ...يمكنك شراء التفاح بذلك المال ، لذا أنا أفهم شعورهم ، ولكن |
| Bir sonraki aşamaya geçip acı hislerini test ettim. | Open Subtitles | ،و بعدها ! انتقلت لمرحلة التالية، باختبار شعورهم بالألم من خلال لمسهم |
| Kilise korosundaki bütün çocuklar saçlarını senin gibi mi tarıyor? | Open Subtitles | هل جميع الرجال فى الكورس لديك يصففون شعورهم هكذا؟ |
| Bana saygısızlık ederlerse, mesela bana yanlış isimle seslenirlerse, benim de onlara saygısızlık etmem gerekir, mesela saçlarını başlarını yolarım. | Open Subtitles | إن قاموا بعمل غير مؤدب معي، كمناداتي بغير اسمي، فسأقوم بعمل غير مؤدب معهم، مثلاً، أنزع شعورهم بيدي. |
| Konuşma yazarlarım saçlarını yoluyor olmalıydılar çünkü göreve başlama gününde gece 1'den sabah 4'e kadar çalışmıştık, ve hala da konuşmayı değiştiriyordum." | TED | كاتبوا خطبي لابد انهم يقطعون شعورهم لأننا، عملنا ما بين الواحدة والرابعة صباحا في يوم التنصيب، وانا مستمر في التنقيح". |
| Beatles tarzı şekilde yapmışlar saçlarını. | Open Subtitles | وقاموا بتسريح شعورهم على طريقة بيتل.. |
| Satmadan önce, saçlarını yıkamamalarına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق بأنهم لا يقومون ! بغسل شعورهم قبل بيعه |
| Böylece istediğimiz zaman saçlarını okşayabiliriz. | Open Subtitles | عندها نستطيع لمس شعورهم في اي وقت نريده |
| Rubber Soul albümü grup için bir dönüm noktasıydı yani hem gerçek hem mecazi anlamda saçlarını uzatmaya başladılar. | Open Subtitles | الان , البوم الربر سول سٌجِلَ كمرحلة تحول للمجموعة , بينما هم بالمعنى الحرفي والمجازي جعلوا شعورهم طويلة الان , فرقة البيتلز |
| Masumiyetlerini, hayallerini, güven duygularını. | Open Subtitles | برائتهم ونمودجهم المثالي، شعورهم بالأمان. |
| Onların sorumluluk duygularını güçlendirir. | Open Subtitles | . إنّها تعزز شعورهم بالمسؤولية |
| hislerini ifade etmelerinden o kadar gurur duydum ki. | Open Subtitles | وكنت فخورا ببناتي كيف عبروا عن شعورهم |
| Çocuklarımızı hislerini paylaşmaya teşvik ediyoruz. | Open Subtitles | - نحن نشجع أطفالنا على تبادل شعورهم - |