| Ama bak, birisi isterse burada sıcak çikolata ve kurabiye var. | Open Subtitles | لكن يوجد شوكلاتة ساخنة وبسكويت هنا إن كان أي أحد يريدها |
| Donna ve ben sıcak çikolata alacaktık. | Open Subtitles | دونا و أنا كنا سنذهب لنحضر مشروب شوكلاتة ساخن |
| Donna ve ben sıcak çikolata alacaktık. | Open Subtitles | دونا و أنا كنا سنذهب لنحضر مشروب شوكلاتة ساخن |
| Ama yüzünde, koca bir çikolatalı pembe krema vardı. Korkunçtu. | Open Subtitles | لكن كان عنده بقعة شوكلاتة حمراء كبيرة في وجهه.لقد كان رهيب |
| Çikolatam, koca kıçını biraz kaldırır mısın ? | Open Subtitles | يا شوكلاتة , هل يمكنك تحريك مؤخرتك السمينة وترتدين ملابسك ؟ |
| Baba sıcak çikolata içebilir miyiz lütfen? | Open Subtitles | أبي، أيمكننا تناول كوب شوكلاتة ساخنة، من فضلك ؟ |
| Baba, hala sıcak çikolata içebilir miyiz? | Open Subtitles | أبي، أيمكننا تناول كوب شوكلاتة ساخنة، من فضلك ؟ |
| Onlar gittiği zaman, kot pantolonuna sıcak çikolata dökülen adamdan farklı biri oluyorum. | Open Subtitles | ... وعندما ذهبوا أُصبحت شخص ما ليس لديه بُقع شوكلاتة ساخنة على سرواله |
| Adamın biri bir defasında bana bir çikolata vermişti, manyağın teki şimdi ona bir iyilik borcum var. | Open Subtitles | أعطاني رجل مجنون لوح شوكلاتة في الماضي والآن أنا مدين له بخدمة |
| Bana sıcak çikolata getir. Battaniye bul, ayağımı ov. | Open Subtitles | احضري لي شوكلاتة ساخنة ، احضري لي فراش ، افركي رجلي ؟ |
| Büyüdükten sonra ziyaret edeceğiniz çikolata getirip kart göndereceğiniz türden bir öğretmen değilim. | Open Subtitles | وأنا لست ذلك النوع من الاساتذة الذي تأتي لزيارتهم بعدما تكبر حاملاً لوح شوكلاتة |
| İkimiz de uyuyamadığımıza göre sıcak çikolata yapmamı ister misin? | Open Subtitles | بما أن لا أحدًا منا نائم , هل أعد لنا شوكلاتة ساخنة ؟ |
| Sıcak çikolata alalım mı? | Open Subtitles | يمكننا أن نحصل على شوكلاتة ساخنة |
| Nestle'nin çikolata tadı dünyanın dışına taşmıştır. | Open Subtitles | نكهة شوكلاتة نيسلى ليست من هذا العالم |
| Eminim daha önce benim gibi duble çikolata süper bir yavru görmemişsindir. | Open Subtitles | أراهن بأنك لم ترى شوكلاتة ... نسائية عملاقة مثلي من قبل |
| Kuzenim bir keresin de benim için çikolata çalmıştı. | Open Subtitles | قريبي سرق مني مرة قطعة شوكلاتة |
| Neden beyaz çikolata pınarı yok? | Open Subtitles | لِمَ لا توجد نافورة شوكلاتة بيضاء؟ |
| Hayır, bu üstünde çikolata olan melek yiyeceği. | Open Subtitles | لا هذا طعام الملائكة على فوقه شوكلاتة |
| Galiba benim bütün çikolatalı sütleri içmemi istemiyorsunuz. | Open Subtitles | اعتقد بأنكم ياشباب لاتريدون ان تشاهدوني اشرب كل علب شوكلاتة الحليب |
| Son yediğim şeyler, pirinçli kek ve çikolatalı içecek. | Open Subtitles | أخر وجبه تناولتها كانت كعكة أرز و شوكلاتة. |
| Kurabiye kavanozuna uzanma fırsatım oldu ve çikolatalı ve yulaflı birer kurabiye aldım. | Open Subtitles | وكان لدي الفرصة , فمددت يدي لجرة البسكويت وأمسكت بشريحة شوكلاتة و دقيق الشوفان |
| Çikolatam, koca kıçını biraz kaldırır mısın ? | Open Subtitles | يا شوكلاتة , هل يمكنك تحريك مؤخرتك السمينة وترتدين ملابسك ؟ |
| Hayır, hâlâ orada ama siyah olmuş. Noel sabahı çikolatalarından. | Open Subtitles | كلا , إنه لا يزال موجود إنها متسخ من شوكلاتة عيدالميلاد |