| Ciddi bir şey değil. Yine kızarılık. Balayında hep olur. | Open Subtitles | لا شيء خطير ، مجرد بثور جديدة شائع جدا فى شهر العسل |
| Ama sebebi her neyse, Ciddi bir şey olmadığına eminiz. Oldukça rahatladım. | Open Subtitles | لكنا مهما يكون، هو بالتأكيد ليس شيء خطير |
| Ciddi bir şey olmamakla birlikte bu odanın altında bir gaz kaçağı var. | Open Subtitles | لا شيء خطير. ولكن لدينا تسرّب غاز تحت هذه القاعة. |
| Hayatımızda şu an burada, bu lisenin soyunma odalarında başımıza gelmekte olan şeyden daha önemli bir şey olmayacak. | Open Subtitles | لدي الكثير من المشاكل لاشيء لايمكن إصلاحه عن طريق التحديق في البحيرة # المدرسة الثانوية هي شيء خطير # |
| - Umarım ciddi birşey değildir. - Hayır,grip. | Open Subtitles | اتمنى بأنه لا شيء خطير لا، انها الإنفلونزا |
| Çünkü bu hikaye yetişkinler için çok tehlikeli bir şey ifade edebilir. | Open Subtitles | لأنه يمكن أن يعني أن شيء ما قد كبر شيء خطير جدا |
| Eğer Ciddi bir şey olmasaydı, asla bir polisi rehin almaya kalkmazlardı. | Open Subtitles | إنهم لن يقدموا على خطف شرطي إلا إن كان هناك شيء خطير يحدث. |
| Poker yerine Joy'u tercih... ederim çünkü Ciddi bir şey... olabilir gibi. | Open Subtitles | أنا تفضل قضاء يلة لعبة البوكر مع الفرح لأنني أرى هذه تحول فعلا الى شيء خطير. |
| Bir kaburgası çatlamış ama Ciddi bir şey değil. - Rutin birkaç test yapıyorlar. | Open Subtitles | لديه تشقق في الضلع لا شيء خطير حيث يجرون بعض الفحوصات المعتاده |
| - Ciddi bir şey yok. Sadece biraz geri kaldık. | Open Subtitles | لا شيء خطير , لكنه أخرنا قليلاً |
| Yanıma oturduğunuzda Ciddi bir şey olduğunu anlamıştım. | Open Subtitles | -لقد أدركت أن هناك شيء خطير عندما جلست هنا إلى جانبي |
| Ciddi bir şey olmalı. Yoksa araba kullanırken söylerdin. | Open Subtitles | -لابد أنه شيء خطير وإلا كنتِ ستتحدثين عنه أثناء القيادة |
| Evet diş ağrısı. Ciddi bir şey değil. | Open Subtitles | أجل ألم الأسنان ما من شيء خطير |
| Evet, evet. Ciddi bir şey olabileceğini düşünüyorlar.. | Open Subtitles | يَعتقدون بأنّه قَدْ يَكُون شيء خطير. |
| Birazcık keyifsiz olabilirim ama önemli bir şey değil. | Open Subtitles | ربّما أكون غير طبيعي قليلاً، لكنّه لا شيء خطير. |
| Endişelenmek için önemli bir şey yok. | Open Subtitles | اوه، لا شيء خطير بما يكفي لتبرير بطلان الدعوى |
| ciddi birşey değildi kimse öldürülmemişti ve yardıma ihtiyacım olmamıştı. | Open Subtitles | مع ذلك ، لا شيء خطير الرّجل الآخر لم يمت مطلقاً إذن ، لا نحتاج أيّ مساعدة |
| 14 yaşında o ve bazı belalara bulaşmış... ciddi birşey yok. | Open Subtitles | عمره أربع عشر سنة ومخالف للقانون مرات لا شيء خطير |
| Onunkinin yerine seninkini kurtarmayı tercih ederim. Dışarıda tehlikeli bir şey var. | Open Subtitles | أفضّل إنقاذ رأسك على إنقاذ رأسها ثمّة شيء خطير طليق |
| Aşırı şeyler yapmaktan kaçınmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحن نتجنب القيام بأي شيء خطير |
| Ciddi bir şeyi yok. | Open Subtitles | سوف تكون بخير , لا شيء خطير |
| Aynı zamanda tehlikeli de -- Evet ya da hayır desem bu sizim aklınıza takılıp kalacak. Bunun vereceğiniz kararları etkilememesi lazım. | TED | و شيء خطير لتفعلينه و إذا جاوبت بنعم أم لا، جاوبي سيلتصق بمؤخرة رأسك ولا يمكن لهذا أن يبدأ في التأثير على صنع قرارك |
| - Çünkü gerçekten çok tehlikeli birşey. | Open Subtitles | -بالطبع أنه شيء خطير جدا |
| Sovyetler Birliği'nde bu tehlikeli bir şeydir. | Open Subtitles | وهو شيء خطير في الاتحاد السوفيتي |