"شيء كان" - Traduction Arabe en Turc

    • şey çok
        
    • bir şeyi
        
    • şeyin
        
    • şeydi
        
    • şey bir
        
    • şeyden
        
    Her şey çok hızlı hareket ediyordu. Arabalar hızlıydı. İnsanlar, argo. Open Subtitles كل شيء كان يتحرك بسرعة، السيارات تتحرك بسرعة، البشر ، اللهجة
    Her şey çok sesiz ve sakindi. Sonra hatırladım ki, seni ne kadar özlediğimi. Open Subtitles كلّ شيء كان سلمي وهادىء عندها أدركت كم اشتقت إليك
    Şansımız yaver gidiyor. Çıkmaya başladığımızdan beri her şey çok güzel. Open Subtitles المزيد من الحظ الجيد, كل شيء كان على ما يرام منذ ان بدأنا في الخروج
    Ama sanırım beni rahatsız eden bir şeyi seninle konuşmamızın vakti geldi. Open Subtitles لكنني اعتقد انه الوقت الملائم لنجري حديثا بيننا عن شيء كان يضايقني
    - Boaz'dan önce her şeyin olması gerektiği gibi olduğunu düşünüyorsunuz. Open Subtitles يبدو انك تعتقد انه قبل بوعز كل شيء كان كما ينبغي
    İkinizin arasında olağanüstü şeyler olduğunu biliyordum, saflaştırılması gereken bir şeydi. Open Subtitles أنا أعرف أن هناك شيئا غير عادي بينك اثنين، شيء كان لا بد من تطهير.
    Zaten her şey bir mücadele ve savaştan ibaretti. Open Subtitles كل شيء كان قتال وحرب والمفهوم الاخر للحرب
    Fakat her şey çok garipti, ben bile sorunla başladım. Open Subtitles لكن كلّ شيء كان غريباً جـداً حتى أنا بدأت تساورني الشكوك
    Her şey çok açıktı ve şöyle düşündüm, Open Subtitles كل شيء كان باهرا جدا و اتذكر انني كنت افكر
    Her şey çok hoştu, hava bile sizin için açtı. Open Subtitles كلّ شيء كان رائع جداً حتى الطقس كان متعاوناً
    Çıkıp gelmeseydi her şey çok daha iyi olacaktı. Open Subtitles كل شيء كان سيكون على ما يرام لو فقط لم يحضر
    Çünkü yeni bir tedaviye başlamıştım her şey çok güzel gidiyordu, ve ben bu illeti gerçekten yenebileceğimi düşünmüştüm. Open Subtitles وهذا أمر سيء فعلاً لأنني كنت أؤدي طقوس العلاج وكل شيء كان بخير
    Her şey çok hızlı ilerliyordu, kutlayacak zamanımız bile yoktu. Open Subtitles كل شيء كان يسير بسرعة لدرجة أن لديهم الوقت بالكاد للاحتفال.
    Hayatın tehlikedeydi, her şey çok hızlı gelişti o kadar hızlıydı ki kendini yargılamayı bırak artık. Open Subtitles كنتَ في موضعٍ يهدد حياتك كل شيء كان يتحرك بسرعة كبيرة و لا لحظة لتفكر فيها
    'Her şey çok iyi gidiyordu, ta ki Jhumki bir gün aniden bayılana kadar.' Open Subtitles كل شيء كان على مايرام ، إلى أن فقدت جومكي الوعي في يوم من الأيام
    O, "Alışverişe çarşıya gittiğinizde çok fazla ellenmiş bir şeyi almazsınız." dedi. Open Subtitles قال عندما تذهبين للتسوق في متجر فأنت لا تشترين اي شيء كان موجودا هناك طويلا
    Bir astronot olarak, yapmaya hazırlandığı bir şeyi. Open Subtitles كرائد فضاء , انه شيء كان مستعد للقيام به
    Yapabilmen gereken bir şeyi yaparken çuvalladın ve şimdi de suçu kendi üzerine almaya çalışan bu adamı mı suçluyorsun? Open Subtitles أخفقت بفعل شيء كان عليك التمكن من معالجته وتأتيني الآن لتشي بالرجل الذي يتحمل عنك اللوم
    ilgili olduğun şeyin peşinde koşmak genelde vaktini ziyan etmez, sonunda pes etsen dahi. TED نادرا ما تكون مضيعة للوقت متابعة شيء كان يجذب انتباهك حتى وإن انتهى بك المطاف للإعتزال.
    Her şeyin benim suçum olduğunu söyledim, o da seninle konuşacağını söyledi. Open Subtitles ,. قلت ان كل شيء كان خطأي،وأنها سوف تتكلم معك.
    Onu kaybetmek, kesinlikle şimdiye dek başa çıkmam gereken en zor şeydi. Open Subtitles فقدانها بالتأكيد أصعب شيء كان علي أن أتعامل معه
    Bu uzun süre evvel ilgilenmen gereken bir şeydi. Open Subtitles شيء كان يجب عليك الإعتناء به منذ وقت طويل
    O kozalardan çıktığından beri hemen hemen her şey bir kabus gibiydi. Open Subtitles كل شيء كان أشبه بكابوس منذ أن خرجت من تلك الشرانق
    Bir kerecik olsun, değer verdiğin bir şeyden uzaklaşmasan, başına en kötü ne gelebilir ki? Open Subtitles لو لم تتخلى عن شيء تحفل به لمرة واحدة، فما أسوأ شيء كان ليحدث؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus