| Hey, bize yiyecek bir şeyler getirdin mi Scar, eski dostum, ahbap? | Open Subtitles | هل أحضرت لنا أي شيء للأكل يا سكار يا صديقي القديم |
| Haydi bakalım, yiyecek bir şeyler bulabilecek miyiz? | Open Subtitles | دعنا نرى إذا أمكننا الحصول على شيء للأكل |
| Hadi çocuklar, gelin bir şeyler yiyelim. | Open Subtitles | هيا، الجميع، السماح وتضمينه في الحصول على شيء للأكل. |
| Haydi, bir şeyler yiyelim. | Open Subtitles | هيا، دعونا الحصول على شيء للأكل. |
| - Çevir sesi var. - Bakalım Yiyecek bir şey var mı? | Open Subtitles | ـ توجد حرارة ـ لنرى ما إذا كان هناك أي شيء للأكل |
| Yiyecek birşeyler istesem size sorun çıkarır mıyım? | Open Subtitles | هل تظن أنني مزعجة للغاية لو سألت عن شيء للأكل ؟ |
| Açıktık ve bir şeyler yemek istiyoruz. | Open Subtitles | نحن جائعون، ونحن تريد الحصول على شيء للأكل. |
| Hank, biz bu iki rock yıldızını alıp bir şeyler yemeye götüreceğiz. | Open Subtitles | (هانك)، سنأخذ نجمتي الروك هاتين خارجا لجلب شيء للأكل |
| Gidip yiyecek bir şeyler getirecektim, çünkü bana getirmeyi unuttular, yani siz çocuklar konuşmaya izinli değil misiniz? | Open Subtitles | كنت أريد إحضار شيء للأكل نسوا إحضار شيء لي هل أنتم ممنوعون من الكلام؟ |
| Neden hep birlikte gidip yiyecek bir şeyler hazırlamıyoruz? | Open Subtitles | لماذا لا نقوم بــ لماذا لا نقوم جميعا بتجهيز شيء للأكل ؟ |
| Anne, gitmeden yiyecek bir şeyler hazırlar mısın? | Open Subtitles | أمــي .. قبل أن تذهبي , هل تستطعين صنع أي شيء للأكل ؟ |
| Tanrı'nın unuttuğu bu yerde yiyecek bir şeyler vardır umarım. | Open Subtitles | آمل أن هناك شيء للأكل في هذا المكان المنبوذ |
| Tamamdır. Hadi gidip bir şeyler yiyelim. | Open Subtitles | لقد فهمتُ دعنا نذهب ونحصل على شيء للأكل |
| Gidip bir şeyler yiyelim. | Open Subtitles | دعنا نذهب الحصول على شيء للأكل. |
| Gidip bir şeyler yiyelim. | Open Subtitles | ق الحصول على شيء للأكل |
| Yiyecek bir şey yoktu, ama ben gidemedim. Bir şey beni bırakmadı. | Open Subtitles | لم يكن هناك أي شيء للأكل ، ولكننى لم أستطع أن أغادر ، شيء ما منعنى من ذلك |
| Yiyecek bir şey yoktu, ama ben gidemedim. Bir şey beni bırakmadı. | Open Subtitles | لم يكن هناك أي شيء للأكل ، ولكننى لم أستطع أن أغادر ، شيء ما منعنى من ذلك |
| Yiyecek bir şey kalmadı. Sabah silip süpürdün. | Open Subtitles | لم يتبقى شيء للأكل فقد تناولتَ الطعام كله هذا الصباح |
| Söz açılmışken size Yiyecek birşeyler verelim. | Open Subtitles | بذكر ذلك، دعونا نجلب لكم أيه القوم شيء للأكل |
| Üzgünüm. Bırak sadece Yiyecek birşeyler alayım. | Open Subtitles | أنا آسف دعنى اذهب لاحضر شيء للأكل |
| - karıma söyle bana Yiyecek birşeyler getirsin. | Open Subtitles | -اخبر زوجتي أن تحضر لي شيء للأكل |
| Bir şeyler yemeye gideceğim. | Open Subtitles | سأذهب لإحضار شيء للأكل |
| Tanrıya şükür. Yiyecek birşey. | Open Subtitles | الحمد لله ، شيء للأكل |