| Beni kulübe geri almak için Yapabileceğin bir şey yok mu? | Open Subtitles | لكن هل هناك أي شيء يمكنك فعله لأعادتي في النادي ؟ |
| Ama gerçekten biliyorsun, Yapabileceğin bir şey yok. | Open Subtitles | لكن بالحقيقه تعرف انه ليس هناك شيء يمكنك فعله |
| Nora, geri dönmek onun kararıydı, ve bu konuda senin Yapabileceğin bir şey yoktu. | Open Subtitles | كان هذا قراره أن يعود إلى هناك و لم يكن هناك أي شيء يمكنك فعله لمنعه |
| Şu an yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | دعنا نحصل على شراب ونتحدث حول ذلك لا يوجد شيء يمكنك فعله الأن |
| Bunun için yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ولا يوجد شيء يمكنك فعله بشأن هذا |
| Bokta yüzüp, ağzımıza girmesin diye uğraşmak dışında yapabileceğimiz bir şey yoktur hiç. | Open Subtitles | لا شيء يمكنك فعله سوى الخوض في القذارة وتأمل ألا يدخل الكثير بفمك |
| Aslında bizim için yapabileceğin birşey var. | Open Subtitles | بالواقع هنالك شيء يمكنك فعله لنا |
| Eminim bizim için yapabileceğiniz bir şeyler vardır. | Open Subtitles | بالتأكيد، هناك شيء يمكنك فعله لنا |
| Yapabileceğin Herhangi Bir Şey Varmı? | Open Subtitles | هل هناك شيء يمكنك فعله ؟ |
| Uçağı sen uçurmuyorsun ya. Yapabileceğin bir şey yok. | Open Subtitles | أنت لا تقود الطياره ليس هنالك شيء يمكنك فعله |
| Kitle konusunda, hatta her konuda Yapabileceğin bir şey olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك شيء يمكنك فعله بشأن الكتله |
| Tatlım, Yapabileceğin bir şey olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | عزيزتي, لا اعتقد بأن هنالك شيء يمكنك فعله |
| Onu bağışla. Bu konuda Yapabileceğin bir şey yok. | Open Subtitles | سامحه , لا يوجد شيء يمكنك فعله حيال الأمر |
| Senin de Yapabileceğin bir şey olmalı. | Open Subtitles | وعيناي تخرج مثل الأحمق؟ حسناً , لا بد من وجود شيء يمكنك فعله. |
| Burada Yapabileceğin bir şey yok, anladın mı? | Open Subtitles | لا يوجد شيء يمكنك فعله من هنا، إتفقنا؟ |
| Geliyorum ve beni durdurmak için yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أنـا آتية و لا شيء يمكنك فعله لإيقـافي |
| .. ve bunu durdurmak için yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | و لا يوجد شيء يمكنك فعله لإيقاف ذلك |
| Beni konuşturmak için yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ليس هنالك شيء يمكنك فعله سيجعلني أتحدث |
| Bunu değiştirmek için yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ولا يوجد شيء يمكنك فعله لتغيير ذلك |
| Bu konuda yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك شيء يمكنك فعله بشأن الأمر |
| Bokta yüzüp, ağzımıza girmesin diye uğraşmak dışında yapabileceğimiz bir şey yoktur hiç. | Open Subtitles | لا شيء يمكنك فعله سوى الخوض في القذارة وتأمل ألا يدخل الكثير بفمك |
| yapabileceğiniz bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | لابد من ان هناك شيء يمكنك فعله |
| Yapabileceğin Herhangi Bir Şey Varmı? | Open Subtitles | هل هناك شيء يمكنك فعله ؟ |