| O gerçek bir davaydı ve ben gerçek bir polisim. | Open Subtitles | إنها قضية حقيقية, و أنا شُرطيّ حقيقيّ | 
| - Unutma Terry ben de bir polisim. | Open Subtitles | -تيري) أنا شُرطيّ لتأكيد معلوماتك, حسناً) | 
| Ben polisim. | Open Subtitles | أنا شُرطيّ | 
| bir polis memuru tarafından kenara çekildiğini söyledi kanlar içindeymişsin. | Open Subtitles | قال بأنّك سُـحبتِ هناك من قبل شُرطيّ. مغطاةٌ بالدماء. | 
| Sana kullanılmış silah sattıysa ne şerefsiz bir polis olduğunu da anlamıştır. | Open Subtitles | .يبيع لك سلاح غير مرخصّ .كان يعلم بأنك شُرطيّ قذِر | 
| Kirli bir polisin diğerini öldürmesi. Bence sorun yok. | Open Subtitles | لا أمانع التخلّص من شُرطيّ فاسد يقتل أفراد شُرطة آخرين. | 
| Aşağılık bir polismiş. Her zaman da öyleydi. | Open Subtitles | إنه شُرطيّ قذر ، دائماً كان كذلك | 
| - polisim lan ben! | Open Subtitles | -أنا شُرطيّ | 
| - Ben polisim. | Open Subtitles | -أنا شُرطيّ . | 
| Kahraman bir polis ölürse, gazetelerde boy boy yazılır. | Open Subtitles | إذا مات شُرطيّ بَطل، ستتكلّم عن الصُحُف. | 
| En üstteki adam? O bir polis. | Open Subtitles | وهذا الرجل الذي في المقدمة شُرطيّ | 
| Bir polisin ortağı yaralandığında, o vakadan alınmasının bir sebebi vardır. | Open Subtitles | هُناك سبب لإيقاف شُرطيّ من العمل على قضيّة حينما يتعرّض شريكه للأذى. | 
| Steve sıradan bir polisin tekiydi, senede 80.000 dolar kazanıyordu. | Open Subtitles | ستيف]، شُرطيّ مُسالم] يتقاضى *80.000* دولاراً في العام | 
| Albany'den eski bir polismiş. | Open Subtitles | الرجل شُرطيّ سابق من (ألباني). | 
| bir polis memuru kapıya geldi ve etrafa bakmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic} جاء شُرطيّ للمنزل، سألني أن ينظر بالأرجاء. | 
| Gözaltındaki şüpheli bir polis memuru. | Open Subtitles | المشتبه به هو شُرطيّ. |