| derdim Sonra, 10-11 yaşlarıma gelince davranışlarım kötüleşmeye başladı | TED | وعندما أصبحت في 10 و 11، صارت سلوكاتي أسوأ. |
| İleriki yıllarda, ilişkimiz ciddi bir hal almaya başladı. | Open Subtitles | إلا في الصف قبل الأخير عندما عملنا معاً على الكتاب السنوي حينها ، صارت الأمور أكثر جدية |
| Öğretmenimiz 14 yaşındayken "minititis" olmuş ve sağır kalmış. | Open Subtitles | أُصيبت بإلتهاب السحيه بالرابعه عشره و صارت صماء |
| Sizin geceniz nasıl geçti umurumda değil. | Open Subtitles | أنا لا أهتم بما صارت عليه ليلتكم ليلتي كانت أفضل |
| Başta yüksek ve anlaşılmaz olan sesler, aniden bir melodiye dönüştü. | TED | والأصوات التي كانت من قبل مرتفعة ومشوهة، فجأة صارت لحنا. |
| Fikir sayımız çok azken çok fazla hale geldi ve hastamızın zamanı azalıyor. | Open Subtitles | صارت إحتمالاتنا كثيرة جدّاً بعد أن كانت قليلة جدّاً ومريضتنا ينفد منها الوقت |
| Beton bloklar temelde çağımızın yapı taşı haline geldi. | TED | وقد صارت وحدات الخرسانة في الأساس وحدات بناء زمننا. |
| Her yerde onu aramak ben de bir alışkanlık olmuştu. | Open Subtitles | و لقد صارت عادة عندى أن أبحث عنها فى كل مكان |
| Bir noktada, cinayetlerime devam edebilmem için yarattığımız sahte hayatım gerçek oldu. | Open Subtitles | في مرحلةٍ ما، صارت الحياة الزائفة التي اختلقناها ستارًا لي لأقتل حقيقةً |
| Ama, bu arama geldiğinden beri işler garipleşmeye başladı. | Open Subtitles | لكن منذ أن تلقيت . . تلك المكالمة الهاتفية ، الأشياء صارت |
| Umrumda bile olmayan bütün o etik değerler bir anda mantıklı gelmeye başladı. | Open Subtitles | كلّ أخلاقيات المهنة التي لا أعرها اهتماماً صارت فجأة منطقيّة |
| Bodrumumdaki bilgisayarımla başladı ve şimdi bak ne kadar büyüdü. | Open Subtitles | لقد بدأت الشركة بي مُستخدماً حاسوبي في البدروم، والآن انظر إلامَ صارت. |
| Şiddetli hava ve güçlü rüzgârlar nedeniyle oluşan geçici kırılmalar daha önce de olmuş. | Open Subtitles | تفسخات مؤقتة جراّء طقسٍ عاصف ورياحٍ عاتية، حصلت في وقتٍ سابق، لكنها صارت متكررة باطّراد |
| Bu mahluk Mina'nın davranışlarını etkiledi ve Mina şu an onun kölesi olmuş durumda. | Open Subtitles | .. ذلك المخلوق .. أثّر في سلوكها حتى صارت رهينة عنده |
| Bu mahluk Mina'nın davranışlarını etkiledi ve Mina şu an onun kölesi olmuş durumda. | Open Subtitles | .. ذلك المخلوق .. أثّر في سلوكها حتى صارت رهينة عنده |
| - Bir fikrim yok. Deneyler sorunsuz geçti. | Open Subtitles | ليس لديّ فكرة، فالتجارب صارت علي نحو سلس. |
| - Bir şey değil. - Hafta sonun nasıl geçti? | Open Subtitles | على الرحب والسعة كيف صارت الأجازة؟ |
| Ama haftalar ayları kovaladı... onlardaki bu heves zamanla derinliğini kaybettikleri bir farkına varmaya dönüştü. | Open Subtitles | لكن الأسابيع صارت أشهراً حماسهم تحول إلى إدراك بطئ بأنهم خارج نطاق وجودهم |
| Çok belirsiz çünkü anılarım anı olmaktan çıktı hepsi olası ihtimallere dönüştü. | Open Subtitles | إنها أشبه بسحابة معتمة. لأن الذكريات ليس ذكريات حقاً، لقد صارت مجرد إحتمال مرجح الآن. |
| İnsan toplulukları daha biyik, daha kalabalık ve daha bağlantılı hale geldi. | TED | صارت المجتمعات البشرية أوسع و أكثر كثافة، و أكثر أواصراً. |
| Bu şehirsel boşluklar çabucak yasadışı parketme ya da çöp alanı haline geldi. | TED | هذه الفجوات المدنية صارت بسرعة مواقف غير قانونية أو ساحات قمامة. |
| Evet ama, saat 5 olmuştu. | Open Subtitles | مع الوقت صارت الساعة الخامسة. كلّ هذا لم يكن له معنى. |
| O yalan söylüyorsun tavırları sen buraya geldiğinin 6. dakikasında mazi oldu. | Open Subtitles | تلك قطعة الكذب القديمة صارت قديم ستّ دقائق بعد أن أصبحت هنا. |