| Herkesin karım Chaz kadar sabrı yok. | TED | في الحقيقة ليس الجميع لديه صبر زوجتي تشاز |
| Sultanımızın, peygamber sabrı vardır ancak, bu tehlikeli azınlığa ilk ve son olarak iyi bir ders verilmesinden çok memnun olacağı işaretlerini almıştır. | Open Subtitles | سلطاننا يمتلك صبر الأنبياء لكنه أعطى اشارات الآن بأنه سيكون مسرورا ان تم استيعاب هذا الدرس مرة واحدة و الى الأبد |
| Time and patience and practice. Zaman, sabır ve alıştırma... | Open Subtitles | أنها مسألة وقت لصنع مبارز وقت ، صبر ، ممارسة |
| Bu saçmalıklara sabrım yok! Zor bir gün geçirdim! | Open Subtitles | ليس لديّ صبر لهذا الهراء لقد مررت بيوم عصيب |
| Kötülüğün en eski imhacısı, şeytan katili, koruyucu ve evrenin bilge gözetçisi Lord Shiva, karısının sabrını sınıyordu. | TED | الإله شيفا ـــ المدمر الأكبر للشر، قاتل الشياطين، المتأمل والعليم وحامي الكون ـــ أراد أن يختبر صبر زوجته. |
| Daha söyleyeceklerin varsa, onları da sabırla dinlerim. Sonra bir gün,ikimiz oturur tartışırız bu büyük işleri. | Open Subtitles | وسأنصت في صبر لما لم تقله بعد، وسأُعد الفرصة المناسبة حتى أسمع |
| Gençliğin ne kadar sabırsız olduğundan bahsediyoruz. | TED | نتحدث كثيرًا عن عدم صبر شبابنا. |
| Direk olarak, arkadaşlarınızdan önce, bilirkişilerin sabrı tükeniyor. | Open Subtitles | كنّ مباشراً, قبل حتى أن ينفذ صبر أصدقائك, قضاة الناس |
| Saygısızlık etmek istemem beyefendi, ama başkanın sabrı tükeniyor. | Open Subtitles | مع كامل احترامي يا سيدي صبر رئيسنا بدا ينفذ |
| Diyor ki Mammon'un, babasının kurallarına sabrı yoktur ve kendi ateş ve kan krallığının başına geçmek için can atar. | Open Subtitles | يقول ان ميمون لا صبر له على حكم ابيه و ينوي ان يبني مملكته الخاصة بالنار و الدم |
| Bu insanlar kör olmamak ve sessiz kalmamak için muazzam bir inat, inanılmaz sabır ve kesin kararlılık gösteren insanlar. | TED | هؤلاء أشخاص ذوي مثابرة هائلة، صبر ضخم، و إرادة مطلقة لئلا يكونوا أعمياء و لئلا يكونوا صامتون. |
| "Ateş yakmak, sabır öğrenmek içindir"... biz Roma'da böyle deriz. | Open Subtitles | الحكمة تأتي بعد صبر طويل، كما نقول في روما. |
| "Sevgi sabır ister. Sevgi şefkatlidir... "Sevgi; kıskanç, kibirli, küstah... | Open Subtitles | الحبّ هو صبر و لطف و ليس حسداً أو غروراً أو فظاظة |
| Ve dürüstçe, eroslar ya da periler ve senin gibi olan herkes için artık sabrım ve zamanım yok. | Open Subtitles | وبصراحة ، أنا لم يعد لدي وقت أو صبر لكيوبد أو الجنيات و الآخرين مثلك |
| Boş boğazlı yaşlı kadınlara karşı hiç sabrım yok. | Open Subtitles | ليس لدي صبر لأجل إمرأة عجوز بأفواه كثيرة |
| Sana bağırmak için artık ne sabrım ne de halim kaldı! | Open Subtitles | لم يتبقى بي اي صبر او مشاعر أو اهتمام لأصرخ عليك أكثر من هذا |
| Mahkemenin sabrını dikkate alacağım. Tekrar olmayacak. | Open Subtitles | أدركت إنى أنفذت صبر المحكمه لن يحدث هذا ثانيه |
| Şanslıyım ki şu eller sabırla, tahammülle ve azimle öğrendiğiniz gibi gerçek bir mümine ait. | Open Subtitles | أنا محظوظ بأن تلك الأيدي تعود إلى مؤمن حقيقي صبر و تَحَمل وثابر حتى يتعلم |
| Ne zavallı oluyor sabırsız insanlar. | Open Subtitles | يالهم من مساكين من لم يملكون اى صبر |
| Sıçrayanlarla aynı yatağa girenlere hiç tahammülüm yok. | Open Subtitles | ليس لدي أي صبر لأي شخص يتعامل مع القافزات |
| Dışarı çıkana kadar bekleyebilirdin ama hiç sabrın yok ki... | Open Subtitles | نخرج معاً ونمسك بالأيدي.. انت فعلا لاتملك اي صبر |
| Nihayetinde herkesi etkileyen sessizliğe karşı Tanrı sabrına sahip olması iyiydi. | Open Subtitles | . .. كان لديه صبر جميل من الرب . هذا الصمت يؤثر على كل شخص في النهاية |
| Şey, aşırı Sabırlı ve bastırılmış öfkeye sahip bir adam. | Open Subtitles | حسناً ، إنّه رجل بدو صبر نهائي وقد قام بقمع الغضب |
| Yaramaz öğrencilere çok fazla tahammül gösteriyorum. | Open Subtitles | لدي صبر قليل وثمين للطلاب المشاكسين الصغار. |
| Tüm bu geçen aylardan sonra davacıların sabrının tükendiğini gördük ve onların tasfiye ücretlerini revize etme yoluna gittik. | Open Subtitles | خلال الشهور الماضية ...توصلنا بمعومات ...أن صبر المدعين كان ينفذ ... وكانوا في العملية ... |
| Sabretmek ve ustalık yok. | Open Subtitles | , لا يوجد صبر لا توجد حرفة |
| Ciddi bir Koleksiyoncu sabırlıdır. | Open Subtitles | الجامع الجديّ لديه صبر |
| Birkaç aylık bekleyişten sonra komşu sabırsızlanmaya başlamış ve ödünç verdiği parayı geri istemiş. | TED | و بعد عدة شهور من الانتظار، نفذ صبر الجار، و طلب إعادة الأموال التي دفعها. |