| İşlerini çok iyi yapan muazzam gazeteciler var. Sadece yeni formlara ihtiyacımız var. | TED | هناك صحفيون كثر يقومون بعمل عظيم -- نحن فقط بحاجة إلى صيغ جديدة. |
| gazeteciler onun ne kadar para kaldırdığını soruyorlar. | Open Subtitles | هناك مراسلون صحفيون يسألوننى عن مقدار ما يجنيه. |
| Şu anda, Birleşik Devletler'de bir takım insanlar, düşünüp taşınıp, kendilerinin "gazeteci" mi yoksa "blogger" mı olduğunu | TED | هناك أناس في أمريكا الآن يربطون أنفسهم في عقد ، يحاولون معرفة سواء كان المدونون صحفيون أم لا. |
| Bu nefis bir hikaye. Elimizde bir gazeteci vardı, değil mi? | Open Subtitles | هذة قصة مسلية و لدينا صحفيون ندفع لهم أليس كذلك يا توم ؟ |
| Basın resmen piknik yapıyor gibi. Dışarıda hala muhabirler var. | Open Subtitles | الصحافة نشيطة هذه الأيام ما زال هناك صحفيون في الخارج |
| Abla böyle olmayacak. Çok fazla muhabir ve Han Yoo Ra fanı var. | Open Subtitles | ففى الوقت الحالي هناك صحفيون كثيرون و الكثير للغاية من معجبي هان يورا |
| Bak Will biz gazeteciyiz. | Open Subtitles | لاتحزن,ياويل... نحن مجرد صحفيون. |
| Hayır, Kay. Orası dedektif ve gazetecilerle dolu olur. | Open Subtitles | لا يا كاى فسيكون هناك رجال من الشرطة و صحفيون |
| Yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi, güçlü insanlarla tanışmak için avukatlar, polisler, gazeteciler, işlemleri yapabilecek insanlarla. | Open Subtitles | قالت إنها احتاجت المساعدة ..لتتعرف على أناس ذوي سلطة محامون، شرطيون، صحفيون أناس بوسعهم إتمام الأمور |
| Eleştirmenler harika olduğunu söylediler. gazeteciler, muhabirler üşüştü. | Open Subtitles | النقاد قالو أنه عبقرى , كان هناك صحفيون و إعلاميون. |
| gazeteciler daha önce, makamındaki kişilere dayatılan protokol kurallarını ihlal eden bir Prensesi hiç görmemişlerdi. | Open Subtitles | لم يري صحفيون أميرة تخرِق البروتوكولات المفروُضة على أشخاص فى مركَزِها. |
| gazeteciler bana ilişkimizin kaç yıldır sürdüğünü ve... mafyayla kaç yıldır çalıştığımı soruyor. | Open Subtitles | صحفيون يتصلون يسألوننى عن علاقتى بك... و كم من الوقت عملت للغوغاء. |
| CA: Yani sık boğaz olduğunuz şey temelde yeterli sayıda gönüllü gazeteci ve/veya gazetecilik maaş bağışına sahip olmamanız. | TED | كريس : إذاً تلك مشكلة عنق زجاجة حقيقية , في الأساس صحفيون متطوعون و/أو تمويل مرتبات هؤلاء الكُتاب الصحفيين ؟ |
| Biz ne yaptık? gazeteci olduk | Open Subtitles | لكن لا ، نحن كان لا بد ان نكون صحفيون |
| Bu nefis bir hikaye. Elimizde bir gazeteci vardı, değil mi? | Open Subtitles | هذة قصة مسلية و لدينا صحفيون ندفع لهم أليس كذلك يا (توم) ؟ |
| Basın resmen piknik yapıyor gibi. Dışarıda hala muhabirler var. | Open Subtitles | الصحافة نشيطة هذه الأيام ما زال هناك صحفيون في الخارج |
| Yurt dışında muhabirler, Basın özgürlüğü uğruna hayatlarını tehlikeye atıyor ama sen bunun içine ettin! | Open Subtitles | هناك صحفيون يجازفون بحياتهم من اجل حرية الصحافة وانت تتبول عليها |
| Basın dışarıda. | Open Subtitles | هناك صحفيون في الخارج وعليك أن تتعامل معهم |
| Seninle yüzleştikten sonra kana susamış muhabirler çok kolay olacaktır. | Open Subtitles | بعد مواجهتك... فإن مقابلة صحفيون متعطشون... هو أمر سهل للغاية |
| - Her zamankinden çok muhabir var. - Hangi çılgınlığı yapacağımı görmeyi bekliyorlar. | Open Subtitles | هنا مراسلون صحفيون بكثرة على غير العادة إنهم هنا ينتظرون ليروا مالذى سوف أفعله بعد ذلك |
| Efendim, Biz gazeteciyiz, asker değiliz. | Open Subtitles | سيدي، نحن صحفيون ولسنا جنود |
| Hayır, Kay. Orası dedektif ve gazetecilerle dolu olur. | Open Subtitles | لا يا (كاي) فسيكون هناك رجال من الشرطة و صحفيون |
| Polis, haberciler ve masum vatandaşlarla birlikte. | Open Subtitles | راح ضحيتها قوة كاملة من الشـرطة ومراسلون صحفيون ومدنيون أبرياء |