| Kaplı üniforman hiç gitmemiş, üstünde hiç pas bile yok. | Open Subtitles | وهذا الابريق مش ميرى انه لا يعلوه اى صدأ |
| pas lekelerini, askerlik konusundaki her miskinliği hazla seyredecekler. | Open Subtitles | إنهم سوف يبتهجون على كل بقعة صدأ تظهر على جوانبنا و كل علامة على الإهمال العسكري |
| Orada pervaneler ve pas dahi bozulmaz ve... hırsızlar saldırıp çalamaz. | Open Subtitles | حيث لا يفسد سوس ولا صدأ وحيث لا ينقب سارقون ولا يسرقون |
| Bir keresinde bir çocuğun kolunu dikmiştim. Bir arabanın paslı kaportasında. | Open Subtitles | لقد أعدت وصل ذراع طفل داخل هيكل سيارة كله صدأ |
| Bir şeyler ya paslanmış ya çürümüş ya dökülmüş ya da dökülmek üzere. | Open Subtitles | شيء به صدأ أو شيء متآكل أو شيء منهار أو شيء على وشك الانهيار |
| Kurbanın kafasındaki yarada bulduğunuz pas renkli şey... . | Open Subtitles | مواد اللون الصديء وجدت على جرح الضحية الرأسي كان صدأ |
| - Boyunda elle dövülmüş demirden kalma pas izleri buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت بقايا صدأ على الرقبة يبدو أنها من يد حديدية |
| Oksitlenmiş demir. pas temelde toz zerreciklerine dönüşür. | Open Subtitles | و الحديد المؤكسد عبارة عن صدأ فيتحول إلى جزيئات غبار |
| Ve parasını bulup da tamir edemediğimiz dolapta çürümeye bırakılmış pas akıtan gevşek su ısıtıcısı... | Open Subtitles | و مسخن الماء الذي يسرب صدأ و يبدو كالعفن و هو متعفن على الأرضية بخزانة الأدوات و لا يمكننا حتى تحملّ تكلفة إصلاحه |
| Araba yıkanmış ve içerde tertemiz duruyor, boya açılması ya da pas yok. | Open Subtitles | السيارة غسلت، نظيفة من الداخل لا طلاء منفصل او صدأ تلك الحادثة كانت حديثة |
| Nerede böyle bir pas görürseniz temizleyip yeniden boyayın. | Open Subtitles | أينما تجد صدأ كهذا، دعنا نكشطه ونعيد طلائه |
| Lavaboda, duvarlarda 10 yılın ardından hayal edebileceğin her yerde pas vardı. | Open Subtitles | كان هناك صدأ على المغسله والجدران في كل مكان أتتخيل بعد عشرة أعوام |
| Bagaj kapağında bir pas şeridi var, yaklaşık 1.2 metre uzunluğunda. | Open Subtitles | هناك شريط صدأ على الصندوق، بطول 1.2 متراً فوقه. |
| Musluğun altında pas lekesi var. | Open Subtitles | حتّى أنه هُناك بقعة صدأ تحت الصنبور. |
| Siyah plastik ve paslı demirler, belli bir uzaklıktan seçilmesi imkânsız. | Open Subtitles | من على مسافة البلاستيك الأسود و صدأ الحديد مستحيل عمليًا أن تلاحظ شئ |
| Çalan şey omurgamı çizen paslı bir çivi gibi. | Open Subtitles | الأستماع له كمثلِ مسمارٍ صدأ يخدش عمودي الفقري اللعين |
| Ah, tam sevdiğim gibi: Sıcak ve paslı. | Open Subtitles | كما احبه تماماً ساخناً وبه صدأ |
| Ama aletim biraz paslanmış gibi duruyor. | Open Subtitles | -يبدو أنى عندى صدأ ما فى هذه الآله -حسبك -استشير أحد غيرى |
| O kadar paslıydı ki, sokağa çıktığı zaman akbabalar tepesinde daireler çiziyordu! | Open Subtitles | لقد كان صدأ جداً عندما كان يجول فى الشارع إعتادت الصقور أن تحيطه |
| Bu silahta hiç paslanma yoktu. | Open Subtitles | وليس هناك صدأ على المسدس |
| Herhalde biraz paslandım. | Open Subtitles | أعتقد أن مستواي قد صدأ قليلاً. |
| Tüm bu rutubet devrelerimi paslandırıyor. | Open Subtitles | كل هذه الرطوبة تقوم بالعمل على صدأ موتورى الحركى |