Quantico'daki arkadaşım kaydı gizlice dijital kanıt inceleme birimine inceletti. | Open Subtitles | صديقي في "كوانتيكو" ارسل التسجيل لوحدة كشف الادلة الرقمية |
- Tabi. Ann Arbor'daki arkadaşım bu anlaşmazlığı hemen halleder. | Open Subtitles | صديقي في (آن آربور) سيسوّي هذا بشكل نهائي. |
Ancak Karaçi'deki arkadaşım öyle bir uçak için 10 milyonu biraz az bulmuş. | Open Subtitles | صديقي في كراتشي، على أية حال، يَعتقدُ الذي 10 مليون a مستوى واطئ قليلاً لهذا الشحنِ البارزِ. |
Maliye'deki arkadaşım doğruladı. | Open Subtitles | صديقي في مصلحة الضرائب يؤكد أنه |
Bir tek lisedeki erkek arkadaşım haberlere çıkmıştı. | Open Subtitles | ما عدى صديقي في الثانوية حيث رأيته في الأخبار |
Lisedeki erkek arkadaşım, üniversitede iki kişi ve evlendiğim adam. | Open Subtitles | صديقي في المدرسة, وإثنان في الكلية والشخص الذي تزوجته. |
- Washington'daki arkadaşımı tanıyor musun. | Open Subtitles | -أتعرف صديقي في واشنطن |
NYPD'deki arkadaşım silahlar imha edilirken bizzat başında durdu. | Open Subtitles | صديقي في شرطة (نيويورك) وافق على أن يشرف على تدميرهم شخصيًا |
Ağzım boş durmamalı. erkek arkadaşım Hırvatistan'da. | Open Subtitles | مهلا، أنا حصلت على وضع شيء في فمي . صديقي في كرواتيا. |
"Herkesten daha iyi öpen liseli erkek arkadaşım"a ne dersin? | Open Subtitles | ماذا عن "صديقي في المدرسة الثانوية الذي كان أفضل من أي وقت مضى تقبل بشكل"؟ |
erkek arkadaşım işyerine sürpriz yapmaya geldi, berbat bir sürpriz. | Open Subtitles | فاجأني صديقي في العمل، مفاجأة غير سارّة |
erkek arkadaşım yolda. Geliyor. | Open Subtitles | صديقي في طريقه إنه قادم |
- Washington'daki arkadaşımı tanıyor musun. | Open Subtitles | -أتعرف صديقي في واشنطن |