| Eğer erkekler hamile kalabilseydi, bir ATM'de bile kürtaj olabilirdin. | Open Subtitles | لو أصبح الرجال حوامل, لكنت أستطعت الإجهاض عند صراف آلي |
| ATM çifte cinayeti. | Open Subtitles | جريمة قتل مزدوجة وسرقتين لبطاقتي صراف ألي |
| O PIN numarası benim sahibi olmadığım bir ATM kartına o kartta sahibi olmadığım bir hesaba ait. | Open Subtitles | هذا الرقم لبطاقة صراف لا أملكها والتي تخص حساباً لا أعرفه لذا لن يجده غيرك |
| Eğer işlerini bu yıl 200 milyarlık büyütebilirse ki yapabilir, 53,000 kasiyer ve tezgahtar kaybedeceğiz. | TED | فإذا قاموا بتنمية أعمالهم بمقدار 20 مليار دولار هذا العام، سنخسر 53 ألف صراف وموظف. |
| Eğer Rob olmasaydı, Ben hala banka veznedarıydım. | Open Subtitles | إذ هذا لا يعني روب ، لازلت ارغب بأن أكون صراف للبنك |
| Otomatik vezne makinesi makinesi. | Open Subtitles | كأنك قلت الة صراف آلى، آلية |
| Kötü haber ise biz bankaya girdiğimiz anda veznedarın biri kaynağın bulunduğu yeri kilitleyen sessiz alarmı devreye sokabilir. | Open Subtitles | الخبر السيء هو أنه بمُجرد دخولنا يُمكن لأى صراف أن يضغط على إنذار صامت وهذا من شأنه أن يتسبب في إغلاق وتأمين المنطقة المُحيطة بالبنك |
| Bakın, ATM'ye gidebiliriz. Size ne kadar borcumuz var? | Open Subtitles | اسمع بامكانا الذهاب إلى صراف بكم ندين لكم على كل حال؟ |
| Biliyor musunuz, kızlar? Yolun sonunda bir ATM daha var. Oraya gitseniz daha iyi olur. | Open Subtitles | هناك صراف آلي آخر الشارع ذلك ربّما أفضل طريقة لكم |
| Palais Royal yakınlarında bir ATM. Araba da oralardaydı. | Open Subtitles | جهاز صراف قرب القصر الملكي السيارة كانت قريبة من هناك |
| Kristal kürene tekrardan baksan iyi olacak, çünkü ATM değilim ben. | Open Subtitles | حسنا , من الأفضل أن تلقي نظرة أخرى على بلورتك السحرية , لأني لست صراف آلي |
| Şu ATM soyguncusunun hikâyesi ters gitti. | Open Subtitles | إنّها حكاية لسرقة جهاز صراف آلي قد فشلت. |
| Yerime bir ATM gönderilmesine şu kadar kaldı. | Open Subtitles | أنا على هذا القَدر من يتم إستبدالي بماكينة صراف آلي. |
| Yarın ATM'den çekerim. | Open Subtitles | سوف أسحب بعض المال من ماكينة صراف آلي غداً |
| Yukarıdan aşağıya; müdür, bölüm müdürü, baş kasiyer, kasiyer, depocu temizlikçi, gece temizlikçisi ve son olarak: | Open Subtitles | انا دائما بالقمه مدير, مدير قسم, رئيس صرافين صراف الحجز, موظف نظافه ,واخيراً فتى التوصيلات |
| Başka bir kasiyer daha çağırabilir misiniz? | Open Subtitles | هل من الممكن أن احصل على صراف عند الحسابات؟ |
| Müşterisinin ehliyetini isteyen her kasiyer organ bağışçısı olduğunu görür. | Open Subtitles | أَعْني، أيّ صراف الذي سَألَ a زبون لرخصةِ سائقِهم سَيَعْرفُ ذلك هم متبرعَ عضو. |
| Cayman Adalarındaki bir hesaptan gelen, izi sürülemez bir banka çeki. | Open Subtitles | مجهول من شيك لا يمكن تعقبه من صندوق صراف من حساب في جزيرة كيمان |
| Tüm mali bilgileri ortaya çıktı, bakın, ben ne bildiklerini öğrenene dek, kredi kartı, banka kartı, paramatik izimizi sürebilecekleri bir şey kullanmak yok, tamam mı? | Open Subtitles | حتى أعلم ما يعلمون لا بطاقات إئتمان ، لا بطاقات سحب آلي لا جهاز صراف آلي لا شيء يمكن أن يتعقّبوننا به ، حسناً؟ |
| Otomatik vezne makinesi. | Open Subtitles | جهاز صراف آلى |
| Kötü haber ise biz bankaya girdiğimiz anda veznedarın biri kaynağın bulunduğu yeri kilitleyen sessiz alarmı devreye sokabilir. | Open Subtitles | الخبر السيء هو أنه بمُجرد دخولنا يُمكن لأى صراف أن يضغط على إنذار صامت وهذا من شأنه أن يتسبب في إغلاق وتأمين المنطقة المُحيطة بالبنك |
| Bu sabah kredi kartlarımı donanma değişim bürosunda kullanmaya çalıştım. | Open Subtitles | لقد ذهبت لاستخدام بطاقات ائتمانى فى صراف البحريه هذا الصباح |