| Rica ediyorum şu satıcı ağzını bırak ve bana karşı dürüst ol! | Open Subtitles | أرجوك، دعك من ولادتك من جديد وكن صريحاً معي. |
| Burada ilişkimizi bir ileri boyuta taşımayı düşünüyoruz seni evime davet ediyorum, oysa sen bana karşı dürüst olmuyorsun. | Open Subtitles | أعني، ها نحن ذا نتحدث عن القيام بالخطوة التالية لتلك العلاقة أطلب منك أن تشاركني منزلي وتعجز أن تكون صريحاً معي |
| Burada ilişkimizi bir ileri boyuta taşımayı düşünüyoruz seni evime davet ediyorum, oysa sen bana karşı dürüst olmuyorsun. | Open Subtitles | أعني، ها نحن ذا نتحدث عن القيام بالخطوة التالية لتلك العلاقة أطلب منك أن تشاركني منزلي وتعجز أن تكون صريحاً معي |
| Lütfen bana dürüst olup senaryo hakkında ne düşündüğünü söyleyebilir misin? | Open Subtitles | هلا كنت صريحاً معي وتعطيني رأيك بالسيناريو؟ |
| Benimle yer yüzünü altüst etmekten kaçmanızı mı simgeliyor? bana karşı açık olun. | Open Subtitles | رمزاً لعدمِ رغبتكَ في موافقتي في الأخلاقيّاتِ الأرضيّةٍ ربّما؟ كن صريحاً معي |
| Hayır. Şimdi Benimle açık konuş. | Open Subtitles | لا، أنت تحتاج أن تكون صريحاً معي الآن |
| Yoksa benimle dürüst olmak istediğin zaman bu tek başvurun mu? | Open Subtitles | أو أنّ ذلك ينطبق فقط عندما تريد أن تكون صريحاً معي |
| İlk kez oğlumun bana karşı dürüst davrandığını düşünüyorum. | Open Subtitles | أفكّر في أنه أخيراً إبني أصبح صريحاً معي |
| Bir kez olsun, şu kahrolası hayatında bir kez olsun bana karşı dürüst ol, William. | Open Subtitles | لمرة واحدة لمرة واحدة في حياتك كن صريحاً معي ويليام |
| Olası zayıf noktalarınıza karşı bana karşı dürüst olmanız çok önemli. | Open Subtitles | -من المهم أن تكون صريحاً معي -بخصوص أيّ شيء قد يجرحك |
| Gözetimin hakkında tavsiye verebilmem için bana karşı dürüst olmalısın. | Open Subtitles | من المهمّ أن تكون صريحاً معي تماماً. لأتمكّن من وضع توصياتٍ لاستمرار رعايتك، أيّاً تكن. |
| İbrahim seninle bir konu konuşmak istiyorum ve bana karşı dürüst olmanı istiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | ابراهيم أريد الحديث معك عن شيء ما أنا أريدك أن تكون صريحاً معي .. |
| bana karşı dürüst olduğunu söyleyerek akla uygun hale getirebilirsin, ama bu hala hırsızlık. | Open Subtitles | و يمكنك تبرير كل ما تريد بقول انك كنت دائماً صريحاً معي لكن ذلك لا يزال سرقة |
| Her zaman bana karşı dürüst olacağına emin olduğum bir eş. | Open Subtitles | امتلاك شريك أعلم دائما بأنه سيكون صريحاً معي |
| Geri geldiğinde beri ilk defa bana karşı dürüst ol. | Open Subtitles | كن صريحاً معي لأول مرة منذ رجوعك وسأعطيك هذا |
| Duymak istemeyeceğim şeyler olsa bile bana karşı dürüst olmaktan korkmayacak birine. | Open Subtitles | شخصاً ما لن يخشى أن يكون صريحاً معي حتى لو كان حديثه ، ليس الحديث الذي كُنت أرغب في سماعه |
| Ama hata ettim. Senden bana karşı dürüst olmanı isterken benim de aynısını yapmam gerekirdi. | Open Subtitles | ولكنني كنت مخطئة إذ طلبت منك أن تكون صريحاً معي |
| Sadece bana dürüst davranmana ihtiyacım var. | Open Subtitles | لقد احتجتك أن تكون صريحاً معي منذ البداية |
| Tatlım, sadece bana dürüst olmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريد يا عزيزي ان تكون صريحاً معي |
| Benimle iş yapmak istiyorsan bana karşı açık olmalısın. | Open Subtitles | إذا أردت أن تقوم بالأعمال معي فيجب أن تكون صريحاً معي |
| Haydi, Benimle açık konuşabilirsin. | Open Subtitles | هيّا كن صريحاً معي |
| benimle dürüst olmayacaksan, benim de seninle olmamı bekleyemezsin. | Open Subtitles | لاتتوقع مني مشاركتك كل شئ إذا لم تكن صريحاً معي |
| Ama onunla aramızda her zaman özel bir iletişim olagelmişti ve garip bir şekilde ben onun bundan daha fazlasını söylemeye çalıştığını anlamıştım. | Open Subtitles | لكنه عادة, كان صريحاً معي على نحو متحفظ وأنا فهمت بأنه عنى... |