Buradaki işler, bu insanlar için, aldıkları her nefesin yargılanmak üzere depolandığı hissini yaşamadan bile yeterince zor. | Open Subtitles | عمل هولاء الناس صعب كفاية بدون الشعور كل تنفس يتم إتخاذه سيتم تعريضه للنقد |
Okul müdürü şeytanın bir hizmetkarı gibi giyinmeden de çocuklarımı bugünün dünyasında Hıristiyan değerlerle büyütmek yeterince zor. | Open Subtitles | ليكون لديهم قيم مسيحية قوية في عالم اليوم هو شيء صعب كفاية من دون إرتداء مديرة المدرسة كخادمة الشيطان |
Bu yeterince zor ama sadece ölü değil aynı zamanda da bir pislik olduğunu hayal et. | Open Subtitles | هذا صعب كفاية لكن تخيل ذلك أنت لم تمت فقط بل كنت حثالة في المُعسكر |
Bir kız için yeterince zor olacağa benziyor. | Open Subtitles | كوني فتاة لم يكن صعب كفاية |
İkimiz için de yeterince zor. | Open Subtitles | انه صعب كفاية على كل منا |
Donnie için çalışmak yeterince zor. | Open Subtitles | العمل لذا دوني صعب كفاية |